| dalga boyu tetiği ayarlıyorum burada çalışır mı diye bakmak için. | Open Subtitles | إنني أغير طولها الموجي لأرى إن كان يمكن أن تعمل هنا |
| Bir ucunda, bazilar membran serttir, sadece kısa dalga boyuna, yüksek frekanslı seslere tepki olarak titreşir. | TED | عند إحدى النهايتين، يكون الغشاء القاعدي قاسيًا، فيهتز فقط استجابةً للأصوات عالية التردد ذات الطول الموجي القصير. |
| Diğer ucu ise daha esnektir ve sadece daha uzun dalga boylu, düşük frekanslı seslerin varlığında titreşir. | TED | أما عند الأخرى فهو أكثر مرونة، فيهتز فقط في وجود الأصوات منخفضة التردد ذات الطول الموجي الأطول. |
| Dalgasal Hareket Reaktörü'nün çalışma yoğunluğunu arttırın. Acil durum valflerini kapatın. | Open Subtitles | شغلوا محرك الضغط الموجي الحركي، اغلقوا صمامات الطوارىء |
| Dalgasal Hareket Reaktörü'nün çalışma yoğunluğu arttırılıyor. Acil durum valfleri kapatılıyor. | Open Subtitles | تم تشغيل محرك الضغط الموجي الحركي، تم إغلاق صمامات الطوارىء |
| dalgaboyu, kuantum fiziğinin temel öğelerindendir. Çünkü bir nesnenin dalgaboyu, momentumu ile ilişkilidir; yani kütle çarpı hız. | TED | والطول الموجي أمر أساسي في فيزياء الكم لأن الطول الموجي لجسمٍ ما يرتبط بقوته الدافعة، الكتلة مضروبة بالسرعة. |
| Gündelik hayattaki nesnelerin bu dalga özelliklerini görmeyiz, çünkü momentum arttıkça dalgaboyu azalır. | TED | ونحن لا نرى هذه الخصائص الموجية للأشياء التي نتعامل معها يوميًا لأن الطول الموجي يتناقص مع زيادة كمية الحركة. |
| Birbirine yakın dalgalar arasındaki uzaklığa dalga boyu denir. | Open Subtitles | المسافة بين الموجات المتجاورة تُسمى الطول الموجي |
| Gördüğümüz ışığın dalga boyu ses dalgalarına kıyasla o kadar kısadır ki bu kadarcık alana yaklaşık 50,000 ışık dalgası sığabilir. | Open Subtitles | و الطول الموجي للضوء الذي نراه اقصر بكثير من موجات الصوت حوالي 50 ألف موجة ضوء |
| Nasıl sesin dalga boyu duyacağımız perdeyi belirliyorsa ışığın dalga boyu da hangi rengi göreceğimizi belirler. | Open Subtitles | تماما مثلما الطول الموجي للصوت يحدد الحدة التي نسمع بها الطول الموجي للضوء |
| Ama beyin dalga aktivitesi hızlanıyor. | Open Subtitles | ولكن النشاط الموجي لدماغة يستحث ويعمل سريعاً |
| ElektroTermal atomizör, 1950'lerden önceki boyalarda kullanılmayan titanyumun dalga boyutuna göre ayarlandı. | Open Subtitles | هذا مرذاذ كهروحراري تم ضبطه على اهتياج الطول الموجي لمادة التيتانيوم والتي لم تكن مستخدمة في اللوحات الزيتية قبل 1950 |
| O dalga boyunu engellediğimiz zaman Hamster rahatça geziyor. | Open Subtitles | لقد منعنا الطول الموجي لذا سيبقى الهامستر بخير |
| Fakat bu size doğru gelen ışık dalgasının dalga boyundan farklıdır. | Open Subtitles | ولكن هذا الفرق في الطول الموجي لموجات الضوء القادمة تجاهك |
| Tandocca patikası! Çekilen gezegenlerle aynı dalga uzunluğunu kullanan verici. Bu yolu takip edebiliriz! | Open Subtitles | ما نَقل الكوكب، استعمل نفس الطول الموجي يمكننا اللحاق بهم |
| Azami soğurganlık dalga boyunda yanlışlık yapmışsınız. | Open Subtitles | حصلت على الإمتصاص الأقصى الخاطئ للطول الموجي |
| Tüm enerjiyi Dalgasal Hareket Silahı'na aktarın! | Open Subtitles | تم شحن السلاح الموجي الحركي، بدء التعريف القسري |
| Dalgasal Hareket Silahı'nı kullandık. Bu da, düşmanımıza sahip olduğumuz şeyi ele vermiş olacak. | Open Subtitles | استخدمنا السلاح الموجي الحركي، لقد أعطينا لأنفسنا حق التصرف واستخدامه |
| Sadece bu gezegenin koordinatları ve Dalgasal Hareket Reaktörü'nün planları. | Open Subtitles | كان هناك فقط إحداثيات و مخطط للمحرك الموجي الحركي |
| işte bundan kaynaklanır. Bir beyzbol topunu havaya fırlatırsanız, dalgaboyu bir metrenin trilyonda birinin trilyonda birinin milyarda biri olur. Ölçmek için çok çok küçük. | TED | فلو قذفت كرة بيسبول عالياً في الهواء، فإن طولها الموجي يبلغ جزء من مليار من تريليون من تريليون متر صغير جدًّا إلى حد يستحيل كشفه. |