| Afili tıp diploması ve seksi güneyli aksanı varken niye şaşırıyorsam? | Open Subtitles | كما لو كان الأمر مفاجئ، بشهادتها الطبيه ،الرائعة ولكنتها الجنوبية المُثيرة |
| O Avrupai ve seksi kıçlarınızı bardan dışarı çıkarın. | Open Subtitles | اخرجوا ومعكم مؤخراتكم الأوربية المُثيرة خارج الملهي |
| Renkler beni cezbetti ama görünen o ki modellik dünyası seksi elbiselerden ve eğlenceli partilerden ibaret değilmiş. | Open Subtitles | إنّي مصدوم تماماً، يبدو أنّ عالم عرض الأزياء ليس عن الملابس المُثيرة والحفلات المُمتعة. |
| Benim en seksi buluşma mekanlarımın listesini ister misin? | Open Subtitles | أتريد قائمتي، للأماكن المُثيرة من أجل المواعيد؟ |
| Hâlâ kayıt olmamanın sebebi profilin seksi resimlerini çekmek için sana yardım etmem. | Open Subtitles | سبب عدم تسجيلك بعد هو أنّكِ تريديني أن أساعدكِ في التقاط بعض الصّور المُثيرة لملفّكِ الشّخصيّ. |
| Açıkçası o aptal seksi Latin Amerikalı kadının seyahat cücesi ile evli olmasından şüphelendim. | Open Subtitles | من الوضح كنتُ مُتشكّكًا من المكسيكيّة المُثيرة مُتزوّجةً من تمثال ترفولستي. |
| Ayrıca birlikte fotoğraf çekineceğin o seksi kadın ben olacağım. | Open Subtitles | وأنا سأكون المرأة المُثيرة التي ستكون معه في الخدعة. |
| Genelde daha seksi kısımlarımı çekerim. | Open Subtitles | أنا دوماً أعرض، كما تعلم، الأجزاء المُثيرة من جسمي. |
| Tamam, blues söyleyen Zombilerimiz var ya da yolunu kaybettiği için üniversiteye giden seksi Vampir Doktor var. | Open Subtitles | حسنا لدينا أولئك الزومبي الذين يغنون البلوز أو الدكتورة مصاصة الدماء المُثيرة التي تعود للجامعة لأنها تاهت في الطريق |
| Çünkü o zengin, şöhretli hayatın ve o seksi polisle nişanlandığın hikaye bana baya bir uydurma gibi geldi. | Open Subtitles | لأنّ الحياة التي تكون فيها غنياً ومشهوراً ومخطوباً للشُرطيّة المُثيرة تبدو مُختلقة جداً بالنسبة لي. |
| Roger ve Dodger'a seksi kız arkadaşlarının Kaşif Dorayı izlerken sürekli odasında karıştırdığı haltların videosunu izletirim. | Open Subtitles | سأقوم بعرض الفيديو الدليل لروجر و دودجر بأن حبيبتهم المُثيرة الجديدة تقوم بالتدليك في غرفتها |
| Hırs, hep en seksi özelliklerinden biriydi. | Open Subtitles | الطموح كان دوماً شيئاً من الأشياء المُثيرة المُتعلقة بك |
| Sen ve o zeki, seksi kadının beni vuran adamı yakaladınız. | Open Subtitles | أنت وتلك الفتاة الذكية المُثيرة خاصتك أمسكتم بالرجل الذي أطلق النار علىّ |
| Barda oturan seksi kız. | Open Subtitles | حسنًا. إنها المُثيرة التي تجلس في منتصف الحانة |
| Şu seksi yeni garsonu gördünüz mü? | Open Subtitles | هل رأيتم تلك النادلة المُثيرة الجديدة ؟ |
| Kim sunuyordu? Tatlı göğüslü, personelde çalışan seksi şey mi? | Open Subtitles | ما كان يُديرها , تلك الموظفة المُثيرة ؟ |
| Selam seksi şey. Hey! Oh! | Open Subtitles | يا للهول مرحباً أيّتها المُثيرة |
| Barda oturan seksi kızdan geldi. | Open Subtitles | إنها من تلكَ المُثيرة عند البار. |
| Yerine seksi bir kütüphaneci verirsen, alırım onu. | Open Subtitles | سآخذه إن اعطيتني أمينة المكتبة المُثيرة |
| İki yeni gelenlerle bir de seksi arkadaşları. | Open Subtitles | الفتاتين المُستجدتين وصديقتهم المُثيرة |