| sadık bir Nazi kanı ararken kilisenin iki adamında karar kılmaları komik değil mi? | Open Subtitles | الان اليس ذلك مضحكاً ؟ انهم يبحثون عن الدماء النازى المُخلص وينتهى بهم الامر مع رجلين من الكنيسة |
| Sana sadık olarak yalnızca iki yıI yanında çürüdü okadar. | Open Subtitles | وقد كان الوحيد المُخلص لكِ خلال عاميه المتعفّنة |
| Eğer canlı olarak bulursak sadık çırağı hakkında söyleyeceklerini duymak çok ilginç olacak. | Open Subtitles | المُثير للغاية سماع ما لديها لتقوله بشأنك ربيبها المُخلص |
| Hey, tatlım. sadık ve sevimli kocan Batı Teksas'tan arıyor. | Open Subtitles | مرحباً، عزيزتي هذا زوجك المُخلص. |
| sadık Birinci Kaptanım Bay Gibbs'e ne kadar kötü davrandığımı anladım. - Nihayet yani anladın. | Open Subtitles | وأعظمها أنني لاحظت أننّي عاملت السيّد (جيبز) بجفاء، مساعدي المُخلص |
| sadık Birinci Kaptanım Bay Gibbs'e ne kadar kötü davrandığımı anladım. | Open Subtitles | وأعظمها أنني لاحظت أننّي عاملت السيّد (جيبز) بجفاء، مساعدي المُخلص |
| sadık hizmetkârınızım. | Open Subtitles | أنا خادمكَ المُخلص |
| sadık hizmetkârımız. | Open Subtitles | وصلت؟ خادمُنا المُخلص. |
| Alcide, sadık arkadaşım benim. Nasılsın? | Open Subtitles | (ألسيد) صديقى المُخلص كيف حالك؟ |