| diziyi çok bağlılar. | Open Subtitles | هذا قادم من المُعجبين حقًا كما تعلم،إنهم مُستثمرون في المُسلسل |
| diziyi anlatayım. | Open Subtitles | هناك شيئ بشأن هذا المُسلسل حسناً |
| Evet, Nebula 9 üzerinden birbirimize bağlandık. Hepimiz diziyi seviyorduk. | Open Subtitles | أجل، لقد ترابطنا على "نابليون-9"، وكلّنا قد أحبّ المُسلسل. |
| diziye sadece annem izlerken göz ucuyla bakıyordum. | Open Subtitles | لقد شاهدتُ ذلك المُسلسل من جانبي الأيمن عندما كانت أمّي تُتابعه. |
| Bu iğrenç diziye iki buçuk milyon dolar mı vermişler? | Open Subtitles | مليونا دولار ونصف لذلك المُسلسل الفظيع؟ |
| Yazarın dediğine göre dizinin ana karakteri bir polis, | Open Subtitles | اّخبرنى الكاتب أن الشخصيه الرئيسيه فى المُسلسل |
| dizinin iptalinden sonra neredeyse hiç çalışmamış. | Open Subtitles | بالكاد عمل منذ تمّ إلغاء المُسلسل. |
| Bu diziyi neden yerin dibine sokuyorsun? | Open Subtitles | لمَ أنت مُستحقر المُسلسل بشدّة؟ |
| Bu işe ilk girdiğinde bir değeri yoktu ama o diziyi yeniden popüler hale getirdi. | Open Subtitles | أقصد، لمْ تكن لها قيمة عندما حصلت عليها في البداية، لكنّها... جعلت المُسلسل شعبيّاً ثانية. |
| diziyi çekerken kızlar, arabalar için param vardı. | Open Subtitles | -لقد كنتُ أعمل في المُسلسل ، كان لديّ أموال... |
| - Sen de diziyi izlemişsin. | Open Subtitles | إذن... فقد شاهدت المُسلسل. |
| Bu da diziye hayat veriyor. | Open Subtitles | و هذا استمر في بعث الحياة في المُسلسل |
| Hayran topluluğunu oluşturduktan sonra Anabelle neredeyse bedavaya dizinin telif hakkını aldı ve üçümüzle birlikte Nebula 9'un internet üzerinden yeni bölümlerini yayınlamaya başladı. | Open Subtitles | بعدما انطلق نادي المُعجبين، اشترت (آنابيل) حقوق المُسلسل لأجل لا شيء عملياً، وبدأت في صنع حلقات "نابليون-9" جديدة قصيرة على الإنترنت بطولتنا نحن الثلاثة. |