| Yani sen sorunlu adamın lattesine tuz atarken. | Open Subtitles | . بأن تخفق بإمساك ذالك رجل القهوة المُضطرب |
| Bu durumu düzeltebilecek sorunlu kişiyi bulmak için de insanları öldürüyor. | Open Subtitles | و هو يقتل الناس ليجد الشخص المُضطرب . الذي بإستطاعته إرجاع الأُمور |
| sorunlu kişiyi bulmama yardım edebileceklerini düşünmüştüm. | Open Subtitles | .إعتقدت بأنهم سيقودونني إلي الشخص المُضطرب |
| sorunlu kişiyi bulmamda bana yardım edeceksin. | Open Subtitles | لذا ستُساعدينني بالعثور . علي الشخص الشخص المُضطرب |
| Ağladığı zaman insanları öldüren sorunlu bir bebek mi? | Open Subtitles | الطفل المُضطرب, الذي . يتسبب ببكائه قتل الناس |
| Bak, bir tane insanları ele geçirebilen sorunlu bir adam var. | Open Subtitles | ... أنظر , ها هو . ذالك الرجل المُضطرب , الذي بإمكانه إستحواذ الناس |
| sorunlu kişinin onun yolcu koltuğunda oturduğundan eminiz. | Open Subtitles | نحن مُتأكدين بأن الشخص المُضطرب كان بالمقعد الجانبي . |
| sorunlu kişiyi bul yoksa Hansenlar ölür. | Open Subtitles | .أُعثري علي الشخص المُضطرب . " ام سيموتون ال " هينسيس |
| Bence sorunlu kişi arabada onun yanında oturuyormuş. | Open Subtitles | في الحقيقة , أعتقد بأن الشخص المُضطرب ... كان بالسيارة معها . |
| Bana Haven'a bunu yapan sorunlu kişiyi bulursan Hansenları geri veririm. | Open Subtitles | أُعثري لي علي الشخص المُضطرب . " المُتسبب بهذا لـ " هايفين . " و سأرجع لك آل " هينسيس . ال " هينيسي " , برئين, اليس كذالك ؟ |
| sorunlu adam bu. | Open Subtitles | . انه الرجل المُضطرب |
| sorunlu adam nerede? Wade, git buradan. | Open Subtitles | . اين هو الرجل المُضطرب ؟ |
| sorunlu kişiyi öldürerek. | Open Subtitles | . لقد قتلوا الشخص المُضطرب |
| Görünüşe göre sorunlu kişimiz buradaki yaşlı Jill Nunis'ın yakınlarındaymış. | Open Subtitles | حسناً , يبدوا بأن المُضطرب المنشود ... كان بقرب " جيل نيونيس " المُسن . |
| Neden kimse sorunlu kişinin o olabileceğini düşünmüyor? | Open Subtitles | . علي أنه الشخص المُضطرب ؟ . |