| Bunun Karşılığında, bu haftaki kamp gezisi için size programı vereceğim. | Open Subtitles | في المُقابل , سأعطيكم كتابكم المُقدس لـ رحلة التخييم هذا الاسبوع |
| Sana ufak hediyeler getiriyorum ve Karşılığında, sen de bana ufak hediyeler vereceksin. | Open Subtitles | كُنتُ أُحضرُ لكَ بعضَ الأشياء الإضافية و في المُقابل كُنتَ تُعطيني بعض الأشياء الإضافية |
| Karşılığında öğleden sonra birkaç adamımız birbirleriyle eşleşecek. | Open Subtitles | فى المُقابل سوف يتم تجميع العديد من رجالنا ضد بعضهم بعد الظهيرة |
| Caddenin karşısındaki bir arabanın içindeki kişinin kimliğini belirlemek mi? | Open Subtitles | التعرّف بشكل قاطع من كلّ الطريق للشارع المُقابل في سيّارة؟ |
| Yolun karşısında ki yer için arama emri almamı istedi. | Open Subtitles | أرادني أن أصدر أمراً قضائياً لتفتيش الشقة في الشارع المُقابل. |
| Karşılığında iş bitince bana yeminimi ettirme sözü verin ki ben de bir şövalye olabileyim. | Open Subtitles | وفى المُقابل ، عند تسليم الساحرة ،أريد توصية منك عند العودة ، لربما أحصل على لقب فارس. |
| Karşılığında iş bitince bana yeminimi ettirme sözü verin ki ben de bir şövalye olabileyim. | Open Subtitles | وفى المُقابل ، عند تسليم الساحرة ،أريد توصية منك عند العودة ، لربما أحصل على لقب فارس. |
| Karşılığında ise atlar hakkında tavsiyeden fazlasını beklerim. | Open Subtitles | أنا ألاحظها, وفى المُقابل أتوقع اكثر من نصيحة عن حصان |
| Karşılıklı sözü tahmin ettiğim anlama geliyorsa desteğim Karşılığında sizden ve yeni belediye başkanından ne alacağım? | Open Subtitles | حسناً ، بإفتراض أننى قد فعلت هذا الأمر على ماذا سأحصل أنا منك فى المُقابل ؟ ومن العُمدة الجديد من أجل دعمى ؟ |
| Sözünüzü yerine getirdiğinizi varsayarsak Karşılığında ne istersiniz, rahip bey? | Open Subtitles | ماذا تود فى المُقابل ، حضرة القس فى حالة تعاونك ؟ |
| Düşmüş kahramanımızın şerefine Karşılığında size bir hediye vereceğim. | Open Subtitles | ، وتشريفاً لبطلنا الراحل أمنحكم هدية الآن في المُقابل |
| Tamam. Ama Karşılığında bir şey isterim. | Open Subtitles | حسناً ، لكن سأحصل على شيء ما في المُقابل |
| Karşılığında bize aile buluşması hakkında bilgi verdi. | Open Subtitles | وفي المُقابل ، كان عليه إعطائنا المعلومات التي تتعلق بشأن إجتماع العائلتين لذا فأين هو بحق الجحيم ؟ |
| Karşılığında tek istediğim varlıklarınız iade edilene kadar borcun faizini ödemeniz. | Open Subtitles | كل ما أطلبه منكم في المُقابل هو مُعدل السوق على القرض لحين إنتهاء فترة تجميد أموالكم |
| Resimlere her türlü fiyatı verebilirler ve Karşılığında müşterilerinin asıl istediği şeyi temin ederler. | Open Subtitles | يُمكنهم طلب أى سعر لأى قطعة فنية وفي المُقابل يقوموا بتقديم أى كان ما يرغب عُملائهم فيه |
| Karşılığında, mavi giyen iyi adamlar bana yardımcı oluyorlar. | Open Subtitles | وفي المُقابل ، يتم حماية ظهري بواسطة الرجال الصالحين بالزي الأزرق |
| Ve Karşılığında cömert bir bağış aldın ve seçimlerde farkedilir bir darbe. | Open Subtitles | والتي تربطه بجرائم إرهاب وفي المُقابل ، تلقيت إسهامات مالية كريمة للغاية ودفعة كبير بإستطلاعات الرأى |
| Sokağın karşısındaki kuyumcuyu izliyorlar. | Open Subtitles | أنتما تُراقبان متجر المجوهرات في الشارع المُقابل. |
| Dairesinin karşısındaki dükkan gözetleme için kullanılıyormuş. | Open Subtitles | متجر في الشارع المُقابل لمبناها يستخدم أجهزة مُراقبة. |
| Kilisenin karşısındaki sokakta bir kadının öldürüldüğü söylenmiş. | Open Subtitles | قال أنّ امرأة قتلت للتو بالشارع المُقابل للكنيسة. |
| Daha yakın bir yer istersen, caddenin karşısında bir yer var, iyi sandviç yapar. | Open Subtitles | لو كنتِ تُريدين شيئاً أقرب، هناك مطعم في الشارع المُقابل يُعدّ شطائر جيّدة. |
| Hayır, bunun sebebi benden sürekli olarak bir şeyler istemen ama karşılık beklendiği zaman isteksiz olman. | Open Subtitles | لا, إنهُ حول حقيقة طلبك دائماً للمُساعدة وأنت لم تكن على إستعداد لفعل أي شيئ في المُقابل |