| Garip, evet, ama bütün bir ırkın seçilmiş hayatta kalanlarındanız. | Open Subtitles | إنه غريب , أجل لكننا الناجين المختارين من جنس بأكمله |
| Halkınızdan elimizden geldiği kadarını iyileştirmekten memnun oluruz darbenizden hayatta kalanları tabii. | Open Subtitles | يسرّنا أن نعالج أكبر عدد ممكن من جماعتك أقصد الناجين من الانقلاب |
| Geri döndüğünde, soykırımdan kurtulan ve savaş travması geçirmiş bir çok insanla çalışmaya başladı. Kendisinin posttravmatik stres bozukluğu | TED | عندما عاد، بدأ يعمل مع الناجين من الإبادة والكثير من الناس الذين عانوا من صدمات نفسية. |
| Tahminimce en fazla 1,000 sağ kalan var en az 1,500 de ölü. | Open Subtitles | أُقدّر إنّ الناجين ليسوا أكثر من 1000 و على الأقل 1500 لاقوا حتفهم |
| Bir arka plan kontrolü yap ve gruptaki diğer kurtulanları bulun. | Open Subtitles | تحري عنه. ـ وأتبعي بعض الناجين الآخرين من جماعته ـ حسناً |
| Ama asıl problem yaşayanların, kurtulanların uzun süreli ve şiddetli hastalıklara sahip olması. | TED | لكن المشكلة الأكبر هي أن الناجين منهم ينشأون مع مشاكل صحية طويلة الأمد. |
| Kanun yok. Bizim gibi, kurtulanlardan oluşan gruplar var sadece. | Open Subtitles | لا يوجد قانون لا يوجد سوى جماعات من الناجين مثلنا |
| Diğer kurtulanlar ve temas ettikleri herkesi karantinaya almamız gerektiğini söyle. | Open Subtitles | أخبره بأنّه علينا أن نجمع بقية الناجين وأي شخص تلامسوا معه. |
| Kardeşim gibi kanseri yenen milyonlarca kişi ellerinde olmadığını düşündükleri yıllar, iş, mutluluk ve insan iletişimi için yeni fırsatlar edindiler. | TED | ووجد ملايين الناجين من السرطان كشقيقتي أنفسهم مع سنوات حياتية لم تكن من المسلّمات ومع فرص جديدة للعمل والمتعة والتواصل الاجتماعي. |
| hayatta kalan kazazedelerden birini neden ziyarete gittiğinizi sorabilir miyim? | Open Subtitles | أيمكنني أن أسألك عن سبب زيارتكِ لأحد الناجين في المستشفى؟ |
| Çünkü sen soykırımdan hayatta kalan bir adamı döverek öldürdün. | Open Subtitles | لان الرجل الذي تعرض للإعتداء كان احد الناجين من المحرقة |
| Şahitler, zanlının yağmalamayı bizzat yönettiğine ve enkazda hayatta kalanları dövdüğüne tanıklık edecek. | Open Subtitles | الشهود ستشهد ان المتهم اشار بالنهب حرفياً وان الناجين من الحطام قد ضربوا |
| Bunun olmasına ve Holoksttan kurtulan bir kişinin veya onların çocuklarından birinin bunlarla karşılaşmasına izin veremezdim. | TED | لم أستطع الخضوع لذلك ومواجهة أحد الناجين أو طفل أحد الناجين. |
| Dostum, son kazadan kurtulan bir kaç kişi hâlâ bu evde. | Open Subtitles | صديقى العزيز, لدينا العديد من الناجين منذ آخر حُطام سفينة و هم لازالوا فى هذا المنزل. |
| Tahminimce en fazla 1,000 sağ kalan var en az 1,500 de ölü. | Open Subtitles | أُقدّر إنّ الناجين ليسوا أكثر من 1000 و على الأقل 1500 لاقوا حتفهم |
| kurtulanları etkileyen hastalığı bulmak için psikologlar akın etti. | Open Subtitles | الأطباء النفسيون زاروا الوادي المدمر للتعرف على الداء المشترك الذي أصاب الناجين. |
| Kazadan kurtulanların adada oldukları gerçeğinden oldukça hoşnutsuz oldular. CC: | Open Subtitles | و هم غير مرتاحون لحقيقة أن الناجين هبطوا على الجزيرة |
| kurtulanlardan biri onları ele geçiren ruhun adını hatırlıyor mudur acaba. | Open Subtitles | أتسائل لو إحد هؤلاء الأطفال الناجين يتذكرون اسم الروح التي استحوذتهم |
| Soykırımdan kurtulanlar tarafından kurulmuş Kibbutz'ları ziyaret ediyoruz. | TED | لقد زرنا كيبوتسات والتي تم تأسيسها من قبل الناجين من المحرقة |
| Muhammed, bu savaştan sağ çıkan her insan gibi bu bombanın korkunç sonuçlarıyla günbegün yaşamak zorunda. | TED | محمد كباقي كل الناجين من كل أنحاء العالم، كان عليه أن يعيش التداعيات الرهيبة للذخائر العنقودية على نحو يومي. |
| Bizler kurbanlara yatırım yapmayız, sağ kalanlara yatırım yaparız. | TED | نحن لا نستثمر بالضحايا نستثمر في الناجين |
| Kampüs saldırılarından kurtulanlarla konuşmaya başladık. | TED | بدأنا بمخاطبة الناجين من الاعتداءات الجنسية في الجامعات. |
| Birkaç kişiyi görebiliyorum. Sanırım hayatta kalan bazı kişiler var. | Open Subtitles | أى جثث، أعتقد أن هناك بعض الناجين |
| Tamam, biraz kiraz suyu içtim ve Survivor izledim. Belki de vicdanın seni ziyaret etmiştir. | Open Subtitles | "حسناً، تناولت ميكالاً من كرز "غارسيا "و شاهدت برنامج "الناجين |
| Bu küçük buzul dünyası, büyümeden sonra hayatta kalanlardan biri olabilir mi? | Open Subtitles | أيمكن لهـذا العـالـم المُتجمـّد الصغير أن يكون أحد الناجين أثناء النمو؟ |
| Örneğin mağdurların başlarına gelenleri sürekli detaylı bir şekilde anlatmaları gerektiğine inanmıyoruz. | TED | فمثلًا، لا نعتقد أن الناجين عليهم إعادة سرد تفاصيل قصصهم مرارًا وتكرارًا. |