| Bu nedenle aynı zamanda bir taşıyıcı. Şu alışılmadık gen. öyle değil mi? | Open Subtitles | ومن ثم, وقال انه هو أيضا الناقل هذا الجين غير عادية, أليس كذلك؟ |
| Tüm kutular hâlâ taşıyıcı bant üzerinde. | TED | ما زالت جميع الصناديق موجودة على الحزام الناقل. |
| Yani bir taşıyıcıya ihyitaçları vardır, ve bu taşıyıcı, genellikle bir hayvandır | TED | لذا فهي تحتاج لناقل وهذا الناقل هو في العادة الحيوانات |
| taşıyıcıyı bulduk, ayrıca kendisini ve hastalığı bulaştırmış olabileceği kişileri karantinaya aldık. | Open Subtitles | حدّدنا الناقل الأولي للعدوى ولقد أحضرناها هيَ ومن يُحتمَل أن تكون أصابته إلى قسم العزل |
| Nakil aracı geri döndü. Arkadaşlarınız geldi. | Open Subtitles | لقد عاد أصدقاءك من على متن الناقل |
| - Kaçış kapsülleri yerinde. - Işınlama odası nerede? | Open Subtitles | أغلفة الهروب مازالت بمكانها، أين غرفة الناقل ؟ |
| Işınlayıcı asgari randımanla çalışıyor. | Open Subtitles | طاقة الناقل لديّ منخفضة إلى أدنى درجةٍ. |
| taşıyıcı sistemi tamir oldu ve çalışıyor, komutanım. | Open Subtitles | ،نظام الناقل تم إصلاحه بالكامل و يعمل بشكل طبيعي يا سيدي |
| Fakat taşıyıcı saat 2:00'den sonra pek kullanılmaz. | Open Subtitles | ومع ذلك، الناقل قلّما ما يُستخدم بعد الساعة 200. |
| Eğer taşıyıcı değişmiş genleri geçiremeden ölürse evrim gerçekleşmez. | Open Subtitles | إذا مات الناقل قبل أن ينقلوا الجينات المُعَدَّلة.. فلن يحدث تطوٌر |
| Anubis'in taşıyıcı olarak kullandığı bedenlere bir bedel ödettiğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | نحن نفترض أن أعراض كيان أنوبيس قد تؤدي بوقوع الخسائر على الناقل |
| Kasadaki taşıyıcı sinyali buldum. | Open Subtitles | تتبّعت إشارة الناقل لقد التقطتها في السرداب. |
| Birkaç yıl içinde orman yok olacaktı, taşıyıcı da sehrin genişlemesiyle toprağın altına gömülecekti. | Open Subtitles | وفي خلال بضع سنين اختفت الغابة ودُفن الناقل بأمان بأسفل المدينة النامية |
| Ben nasıl...? taşıyıcı koridorun sonunda. Sizi oraya götürecektir. | Open Subtitles | أوه , الناقل في نهاية الممر سَيَأْخذُك هناك |
| Bir taşıyıcı arıza yaptı ve beni doğu iskelesine gönderdi. | Open Subtitles | هناك عطل في الناقل وأرسلني إلى الرصيف الشرقي |
| Sadece taşıyıcı için ödeme yaptım, koruma için param yetmez. | Open Subtitles | مهلا، أنا دفعت من أجل الناقل و لا أستطيع تالدفع من أجل الحارس الشخصي |
| Aslında, onun peşinden gitmeseydin taşıyıcıyı kullanamazdı. | Open Subtitles | . إذا لم تذهب خلفه ، ما كان سيمكنه إستعمال الناقل |
| Yani daha taşıyıcıyı da durduramadın. | Open Subtitles | هل تعني أنك لم توقف ذلك الناقل حتى الآن؟ |
| Doğru Nakil odasına! | Open Subtitles | إلى غرفة الناقل. |
| Işınlama cihazını programlayarak onu tam yanımıza getireceğim! | Open Subtitles | سأبرمج الناقل البعدي لنقله إلى هنا في الحال |
| Işınlayıcı çalıştı nihayetinde. | Open Subtitles | الناقل قام بالعمل في نهاية المطاف |
| Geleneksel Nakliyeci kullanma yöntemiyle karşılaştırın bunu. | TED | على النقيض من ذلك يحدث مع الطريقة التقليدية عند استخدام الناقل. |
| Işınlanma cihazını asansöre bağlamış olmalılar ama ben bozdum bağı! Tekrar kullanamazlar. | Open Subtitles | من المؤكد بأنهم ربطوا الناقل الفضائي بالمصعد لكنني قمتُ بصهره، لا يمكنهم استعماله مجددا |
| Anladığım kadarıyla senin ailenin son gen taşıyıcısı da yardım etmiş | Open Subtitles | كما أفهمها, مع مساعدة الناقل الأخير من هذا الجين من عائلتك. |