| Onu çalıp bizim otel odasının önüne koymalıyız. | Open Subtitles | علينا أن نسرقها ونضعها في موقف سيارات النزل |
| Çok yorgunuz. Sanırım otele gidip yatacağız. | Open Subtitles | إننا منهكون ، أعتقد أننا سنعود إلى النزل لننام |
| motele gelemezdim. Arabam fark edilebilirdi. | Open Subtitles | لم يمكننى القيادة إلى النزل إن سيارتى معروفة |
| Kiranın karşılığı olarak da motel ve ısıtıcıların faturalarını sunarız. | Open Subtitles | ثمّ ندخل فواتير النزل وفواتير جهاز التدفئة .كبدائل لدفع الإيجار |
| motelde banyoda saklıyordum. Bayat pizza ile besledim. | Open Subtitles | أحتفظ به في حمامي في النزل أطعمه البيتزا القديمة |
| Demek oyunda olmak istemiyorsun ki han'da oda ... olmamasına rağmen sana bir oda veren bu Hancı için bile ha? | Open Subtitles | ـ إذا لن تكون في عرض النزل حيث لم يعد هناك غرفة رغم أن صاحبة النزل منحتك الغرفة؟ |
| otelde OLANLARI DUSUNMEDEN EDEMEDIGIMI FARK ETTIM. | Open Subtitles | هو ما حدث بعد ذلك تبيّن أنني لم أكفّ عن التفكير في ما حصل في النزل |
| Ve lütfen geceleri motelin sıcak olmasını sağla, ya da en azından kalın çoraplarımı bulmama yardım et. | Open Subtitles | ورجاءً، اجعل النزل أكثر دفئاً ليلاً أو على الأقل دعني أجد جواربي السميكة |
| O çevredeki otel ve sokakların kötü bir şöhreti vardır. | Open Subtitles | النزل و الممرات المحيطة بالعاصمة . هي سَيئةُ السُّمعة |
| En eğlenceli kısmı sen bilmiyor olabilirsin seni otel fişini almak için cebime elini soktuğun andı. | Open Subtitles | .هاهي حقيقةمضحكةلاتعرفينها. أنا شعرت بيدكِ في جيبي عندما سرقتِ مني فاتورة النزل |
| Kız eğlenmek istiyor, sen otele gidip yatacağız diyorsun. | Open Subtitles | الفتاة تبحث عن رفقة ، وأنت تخبرها أننا سنعود إلى النزل لننام ؟ |
| Böylece içki tüketimimiz arttıkça otele yaklaşmış oluruz. | Open Subtitles | لذا كلما شربنا أكثر ، نقترب أكثر من النزل |
| İnanamıyorum. motele gidip kafamıza göre takılsak olmaz mı? | Open Subtitles | هذا لا يصدق ، ألا يمكننا العودة إلى النزل |
| Ah, aslında ben motele kadar olan yolu kontrol edip sonra geri dönmek istiyorum. | Open Subtitles | حسن، أود التدقيق في الطريق الفرعي المؤدي إلى النزل |
| Şehrin bu tarafındaki tek motel hanımefendi. | Open Subtitles | هذا هو النزل الوحيد الذى لدينا فى هذا الجانب من المدينة يا سيدتى |
| Pawnee Supersuites motel faturası var elimde. | Open Subtitles | لقد هذا الإيصال من أفخم النزل في مدينة ، باوني |
| Benim yüzümden kadın öğretmenlik kariyerini kaybetmiş ve şimdi de Van Nuys'da adi bir kulüpte dans edip beş para etmez bir motelde yaşıyor. | Open Subtitles | لان بسببي,فقدت المراة مهنتهاً كمعلمة وانه ترقص الان في ملهى رخيص وتعيش في احداً النزل السيئة |
| Maktuller o handaymış ve o han da videodaydı. | Open Subtitles | حسناً، كان الضحيّتان في النزل. كان النزل على القرص. |
| O kadar uzun süre otelde konaklamaya bütçem yetmez. | Open Subtitles | لا أظن أني أستطيع تحمّل نفقات النزل لتلك المدة |
| motelin arkasında bulduğum şu cekete bakın! | Open Subtitles | رائع انظرا إلى هذه البذلة الرائعة التي وجدتها خلف النزل |
| - moteli rehin bırakabiliriz. | Open Subtitles | حسنا، يمكننا إستخدام النزل كضمان أتعرف ماذا ؟ |
| otelin kahvesi pek iyi değildir. | Open Subtitles | كما تعلمين فإن القهوة ليست جيدة فيى النزل |
| Tutuklandığımda motelden topladıkları eşya listesine baktım. | Open Subtitles | إنّها مفقودة، لقد تحرّيت ولم تكن مع العناصر التي حصلوا عليها من غرفة النزل عندما اعتقلتُ |
| Çünkü kalacakları tek otel Holiday oteli. | Open Subtitles | لأن النزل الوحيد الذي سيقيمان به يدعى العطلة |
| Tuzak bile olsa handa kalmamalıyız. | Open Subtitles | حتي لو كان هذا خداعآ نرغب أن ننسحب أيضآ من النزل |
| Bardan çıktıktan sonra iki gün daha kalmayı düşündüğü halde otelden ayrıIdığını biliyoruz. | Open Subtitles | حسنا,نعرف أنه غادر النزل بعد مغادرته للحانة رغم أنه حجز الغرفة لليلتين إضافيتين |
| Son işlemini bir Oteldeki ATM'den yapmış. | Open Subtitles | اخر معاملة مصرفية كانت مع ماكينة صرافة فى بهو النزل |