| Yeteri kadar folik asit almayan hamile kadınlar doğum kusurlarıyla bebek sahibi olmakta daha yüksek riske sahipler. | TED | فإذا نقص الفولات عند النساء الحوامل فهن أكثر عرضةً لخطر إنجاب أطفالٍ بتشوهات خلقية، |
| İkinci Dünya Savaşı'nda, zekayı arttırmak için toplama kamplarındaki hamile kadınlar üzerinde steroit kullanmış. | Open Subtitles | في الحرب العالمية الثانية إستعمل المنشطات على النساء الحوامل بمعسكرات الإعتقال في محاولة لتعزيز الإستخبارات |
| Bütün hamile kadınlar manyak manyak cinsel içerikli rüyalar görür. Hormonları kafayı yediğinden oluyor. | Open Subtitles | كل النساء الحوامل ينتابهم أحلام جنسية مجنونة إنها مجرد هرموناتها تصبح هائجة |
| Aşırı civa yüklemesi en çok hamile kadınları etkileyen bir konu. | Open Subtitles | أشد المخاطر الصحية لمعدلات الزئبق العالية هي على النساء الحوامل |
| Evlat edinmek isteyen ailelerle, hamile kadınları biraraya getiriyorlar. | Open Subtitles | يجري لقاءات بين النساء الحوامل و العائلات التي تريد تبني الأطفال |
| - İçerde çok fazla hamile kadın var mı? | Open Subtitles | ألديكِ الكثير من النساء الحوامل في الداخل؟ |
| Pek fazla hamile kadının oradan alışveriş yapmadığını söyledi. | Open Subtitles | قالت إن القليل من النساء الحوامل يتسوقن هناك |
| Tüm Hamile kadınlara cezaevinde doğum yapmaları için izin verildi. | Open Subtitles | كل هؤلاء النساء الحوامل سمح لهم بالولادة حيثما سجنوا |
| Bunu bilir misin bilmiyorum ama hamile kadınların kafası karışık olur. | Open Subtitles | لا أدري إن كنتِ تعلمين هذا ولكن النساء الحوامل يكنّ فوضويات |
| Muhtemelen hamile kadınlar sorulacak en iyi seçenek değil. | Open Subtitles | النساء الحوامل الهرمونية ربما ليست الأفضل أن نسأل. |
| Kraliçe "hamile kadınlar domuzdan başka bir şey değildir. "dedi. | Open Subtitles | تقول الملكة بأن النساء الحوامل لسن سوى مزراع |
| Çünkü, bilmiyorum biliyor musun ama hamile kadınlar fena azabiliyor. | Open Subtitles | بسبب، لا أعلم إذا كنت تعرف ذلك ولكن النساء الحوامل يشعرن بشبقٍ شديد |
| Yuh, bu hamile kadınlar süper zeka. | Open Subtitles | ياللهول، هؤلاء النساء الحوامل هم ذكيات للغاية |
| hamile kadınlar kokar. - Ne? | Open Subtitles | يمكنك الشعور بذلك لو قضيتِ وقتاً كافياً في طب الأطفال , النساء الحوامل لديهن رائحة |
| Bunun nedeni hamile kadınları ve anneleri cinsellikten ayırmamız olabilir, cinsel nesneleştirmenin sınırlarını kaldırıyoruz. | TED | قد يتبادر ذلك إلى أذهاننا بما أننا نُقصي النساء الحوامل والأمهات من الجنس، فإننا نتخلص من العقبات المتعلقة بالتجسيد الموضوعي للجنس. |
| hamile kadınları alacaklarını sanıyordum. | Open Subtitles | -ظننت أنّهم سيقومون بأخذ النساء الحوامل فقط |
| Çoğu hamile kadın, en az... 1,2, 3 kilo... | Open Subtitles | معظم النساء الحوامل وضعو على الاقل واحد اثنان ثلاثة |
| Bir deneyde, bir grup hamile kadına hamileliklerinin 3. trimestırı boyunca çok miktarda havuç suyu içmeleri istenirken bir başka hamile kadın grubundan yalnızca su içmeleri istenmiş. | TED | في إحدى التجارب، طُلب من مجموعة من النساء الحوامل شرب الكثير من عصير الجزر خلال الثلاثيّ الأخير من الحمل، في حين طلب من مجموعة أخرى من النساء الحوامل شرب الماء فقط. |
| Silahsız masum sivilleri bombalayanlar, hamile kadın ve çocukların üzerinden tankla geçen insanlar. | Open Subtitles | أولئك الذين يرمون قنابل العنقود على المدنيين الغير مسلحين أولئك الذين يستعملون الدبابات وبولدوزرات ضد على النساء الحوامل والأطفال |
| Hamile kadınlara bazı balık türlerini yememeleri söylenir | Open Subtitles | تُخبَر النساء الحوامل عن أصناف محددة مِن السمك التي ينبغي تجنبها |
| Ve bütün paramızı hamile kadınların ihtiyacı olan önemli şeylere saklamamız gerekiyor. | Open Subtitles | علينا أن نضع أموالنا جانبا ل الأشياء التي تحتاج النساء الحوامل. |
| Hatta daha kötüsü-- bazı yıllarda sadece bağımlılar, bazı yıllar sadece hamileler. | TED | و لكن الأسوء أن التحاليل اقتصرت في بعض الأعوام على متعاطي المخدرات عبر الحقن الوريدية فقط أو على النساء الحوامل فقط |