| En azından nehre ineceğiz galiba. | Open Subtitles | على الأقل يَبْدو اننا سنَنْزلُ في النهرِ. |
| En azından nehre ineceğiz galiba. | Open Subtitles | على الأقل يَبْدو اننا سنَنْزلُ في النهرِ. |
| Yüzey çökmesi gerçekleştiğinde işçiler hazneye girebildiler ve nehrin dibini kazdılar. | TED | ما أن تم إنشاؤها، سمحت الأقفال الهوائية للعاملين بالدخول إلى الحجرة وقاموا بحفرِ قاعِ النهرِ |
| Sonra Paige'i nehrin dibine nasıl göndereceğinizi anlattı. | Open Subtitles | كَمْ أنت كُنْتَ ستَغْرقُها في النهرِ بعد. |
| Kimse o Nehirden geçmiyor... çünkü karşı yakada Mutier yamaçları var. | Open Subtitles | لا أحد أبداً يَعْبرُ ذلك النهرِ... لان بعده جرف مويتر |
| Tıpkı nehir kıyısında 5 adamımı öldüren kirli Yankee gibi. | Open Subtitles | مثل الأمريكي القذر، الذي قَتلَ خمسة مِنْ رجالِي أسفل في النهرِ. |
| Olta yemini aldığınız adam bu nehri önermiş. | Open Subtitles | الرجل الذي إشتريتَ منه طُعماً أوصىَ لنا بهذا النهرِ |
| Bu nehirde sinyal alabilecek tek şeyin o olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنّه الشيء الوحيد الذي يتلقّى إشارةً في هذا النهرِ. |
| Onu da satıyorum. Buradan nehre kadar uzanan her şeyi. | Open Subtitles | سأبيعها أيضاً ، كُلّ شيء مِنْ هنا إلى النهرِ |
| Aynı gece, sen ve Cameron, cesedi nehre sürükleyip attınız. | Open Subtitles | ذلك الليلِ نفسهِ أنت وكاميرون سَحبَ جسمُه إلى النهرِ. |
| Diğerleri, akşamüstü olduğunda tüm pazar artıklarıyla beraber nehre gitmişti. | Open Subtitles | وبحلول المساء، انقشعت الفوضى كاملة مع أحشاءِ السمكَ إلى داخل النهرِ. سوف يكونون كثيراً اليوم |
| Herhangi biri kemikleri çıkarıp, derisini nehre atmış olabilir. | Open Subtitles | ثمّ أي واحد منهم كان يُمكنُ أنْ يُزيلَ العظامَ وإغراق الجلدَ في النهرِ |
| Biri bunu nehre atmış olmalı. | Open Subtitles | شخص ما من المحتمل رَمى ذلك في النهرِ. |
| " nehrin kıyısındaki kadamba çiçeklerinin açtığı yer." | Open Subtitles | على ضفت النهرِ حيث يُزهرُ الكادامبا زهره |
| Ama yine de nehrin yakınında kalmalıyız. | Open Subtitles | لَكنَّنا يَجِبُ أَنْ نظل قريبين من النهرِ |
| İşimiz bittiğinde nehrin üzerinde cesetlerden bir köprü oluşmuştu. | Open Subtitles | في وقتِ أن انتهينا، كان هُناك جسرٌ من الجثث فوق النهرِ. |
| Bizi nehrin karşı tarafındaki erkekler gönderdi. | Open Subtitles | نحن أرسلنا من قبل رجال عبر النهرِ |
| Kahlan, nehrin orada olanlarla ilgili. | Open Subtitles | .اه , "كايلين", اه، حول ما حدث عند النهرِ |
| - Nehirden 15 mil içeride. | Open Subtitles | خمس عشْرة نقرة أسفل النهرِ. |
| Git Nehirden biraz su getir. | Open Subtitles | أحضر بعض الماءِ مِنْ النهرِ |
| Nehirden güzel esinti alıyor. | Open Subtitles | هناك نسيم جيد مِنْ النهرِ. |
| Geceleri yazarım ve şafak sökerken, uykuya dalmadan önce ...nehir boyunca yürüyüşe çıkarım. | Open Subtitles | أَكْتبُ في الليل، وعند شروق الشمس، آخذُ مشي على طول النهرِ قَبْلَ أَنْ أَذْهبُ للنَوْم. |
| Kısacası yapmamız gereken şey orduyu nehri geçmeye teşvik etmek. | Open Subtitles | لذلك، ببساطة، كُلّ ما يَجِبُ عمَله... هو أن أشجّعُ الجيشَ لعُبُور النهرِ. |
| Eğer ikinizde nehirde boğuluyor olsaydınız, ben, önce seni kurtarırdım. | Open Subtitles | إذا كنتم كِلاكما تغرقون في النهرِ سأنقذُك أولاً. |