| Aynı zamanda, nükleer santrallere yakıt sağlamak için doğal bir biçimde var olan radyoaktif madenleri saflaştırıyoruz. | TED | كما أنّنا نقوم بصقل الخامات التي تصدر الإشعاع بشكل طبيعي لاستخدمها كوقود لمحطات الطاقة النوويّة. |
| Fakat vücuttaki bu radyasyon ve nükleer reaksiyonlardan bahseden bu taramalar güvenli midir? | TED | ولكن بالحديث عن الإشعاع والتفاعلات النوويّة التي تحدث داخل الجسم، هل تُعتبَر هذه الماسحات آمنة؟ |
| Bir keresinde mermilerin insanları nükleer silahların ise şehirleri yok ettiğini söylemişti. | Open Subtitles | أشار مرّة أنّ الرّصاص يقتل الأفراد، بينما الأسلحة النوويّة تقتل المدن. |
| nükleer silahların geliştirilmesine ve yayılmasına karşı mücadele başlattı. | Open Subtitles | شنّ حملة ضدّ انتشار وتطوير الأسلحة النوويّة. |
| Belki kaza bu küçük nükleer bombadır. | Open Subtitles | ربّما تلك القنبلة النوويّة الصغيرة هي الواقعة؟ |
| Adamlar bu tesisteki nükleer maddenin peşindeler. | Open Subtitles | إنّهم يسعون خلف المواد النوويّة في هذه المنشأة |
| Yalnızca hedef alınan dört İran nükleer tesisinin yok edildiğini ve beşinci tesise operasyon düzenlenebileceğini inkâr edebilir ya da doğrulayabilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنك تأكيد التقارير الّتي تقولُ أنّ أربعة من الخمس خلايا النوويّة الإيرانيّة قد دمرّت، و الخامس مازال يعمل ؟ |
| Kendi cihazlarını daha da iyileştirmek için kodları inceliyor olabilirler veya Amerikan nükleer altyapı tesislerini hedef almak için yeniden düzenliyorlardır. | Open Subtitles | لربّما يدرسون الشّفرة ليلقّحواْ أجهزتهم، أو لربّما يعدّلون الشّفرة كي تستهدف البنية التّحتيّة النوويّة الأمريكيّة. |
| Ruslar, nükleer füzelerini ateşlediğinde yirmi milyon Amerikalı anında kül olacak. | Open Subtitles | عندما يطلق الروسيين صواريخهم النوويّة سوف يتم حرق 20 مليون أمريكي بشكل فوري |
| İran nükleer santrifüjlerini nasıl sabote için kullandıklarını hatırlarsın. | Open Subtitles | لعلّكِ تذكرين أنّهم استُخدِموا لتخريب أجهزة الطّرد المركزيّة النوويّة الإيرانيّة. |
| Sayenizde Çeçenler nükleer roket kodlarımızı ele geçirdiler. | Open Subtitles | بفضلكِ، بات لدى الشيشانيين رموزنا النوويّة. |
| Yeni çalisma alanin, nükleer matriks elementlerinin hesaplamasi olabilir. | Open Subtitles | ربما تستطيع أن تجعل مجالك الجديد للدراسة حسابات عناصر الشبكة النوويّة |
| O nükleer santral erimezse bizim ekip eriyecek. | Open Subtitles | إذن لمْ تنصهر محطة الطاقة النوويّة هذه، فهذا الفريق قد ينصهر بالفعل. |
| nükleer çekirdek ısısını ayarlayan parçalar 1980lerin sonunda takılmış. | Open Subtitles | الآن، البرامج التي تُنظم درجة حرارة النواة النوويّة قد تمّ تنصيبهم في أواخر الثمانينيّات. |
| nükleer sırları Ruslara verdiler. | Open Subtitles | لقد سرّبوا معلومات سريّة عن القنبلة النوويّة للروس |
| Einstein nükleer silahların genel olarak tüm dünya için bir tehdit oluşturduğunun farkına vardı. | Open Subtitles | أدرك "آينشتاين" أنّ هذه الأسلحة النوويّة شكّلت خطراً على العالم كلّه. |
| Bilim adamlarına, sadece nükleer alandaki bilim adamlarına. | Open Subtitles | بلالعلماء... وبعد ذلك علماء الطاقة النوويّة |
| Korumalı nükleer güç kaynakları. | Open Subtitles | مصادر الطاقة النوويّة المُحصّنة |
| nükleer savaş başlıkları da öyle. | Open Subtitles | -أو في الرؤوس الحربيّة النوويّة بحدّ ذاتها |
| Burada, California'daki nükleer enerji santralinden alıyoruz. | Open Subtitles | نأخذه من محطّةٍ للطاقةِ النوويّة هنا في "كاليفورنيا" |
| Tüm kurbanların DNA'larını sabıkalılar veritabanı ile karşılaştıracağız. | Open Subtitles | سنفحص جميع الأحماض النوويّة للضحايا مع قاعدة بيانات المجرمين |