| İddia makamı buna inanıyorsa, o halde bunu mahkemede tartışalım. | Open Subtitles | إن كان هذا ما تصدقه النيابة ليتقدموا بحجتهم في المحكمة |
| Fakat savcı, benim şırıngalardan, iğnelerden haberdar olduğumu iddia ediyor. | Open Subtitles | لكن أدعاء النيابة حيال ما عرفتُ عن حقن و الزرق، كان تماماً دقيقاً |
| Bu nedenle Eyalet Savcılığı pazarlık yapmayacak, bu bir erteleme taktiği. | Open Subtitles | ولهذا السبب لا تقبل النيابة العامة أن تتفاوض.. إنه تكتيك للتأجيل |
| Değerlendirmeye alınamam, çünkü CPS diye bir şey yok. | Open Subtitles | أنا لا يمكن تقييمي بسبب عدم وجود النيابة العامة |
| Sonrasında, Bay Carillo'yu serbest bıraktı, böylece Savcılık tekrar duruşma düzenlerse o da kendi savunması için hazırlanabilecekti, | TED | علاوه على ذلك،أفرج عن السيد كاريو بحيث يتمكن من المساعدة في إعداد الدفاع عن نفسه إذا قررت النيابة إعادة محاكمته. |
| Sayın hakim, öncelikli tanığımızın cinayeti nedeniyle Savcılığın bir seçeneği kalmadı. | Open Subtitles | حضرة القاضي، بسبب القتل لشاهدنا الرئيسي، النيابة العامة ليس لديّها خيار |
| Siz, ben, iddia makamı bunu biliyor. | Open Subtitles | ، أنتم تعلمون ذلك ، النيابة تعلم ذلك ، أنا أعلم ذلك |
| Bir anlamı yok gibi görünüyor, ama iddia makamı itiraz etmiyor da-- | Open Subtitles | سيدى القاضى ، أنا اعلم أن هذا يبدو غير منطقى ، ولكن النيابة العامة لا يوجد لديها أعتراض |
| İddia makamı geçerli bir doktor ziyareti olmadığını savunabilir. | Open Subtitles | النيابة العامة, تستطيع القول بأنه لم يكن هنالك طبيب لديه مواعيد. |
| savcı bulmadan, cinayet silahını da bulmamız gerekiyor. | Open Subtitles | نحن بحاجة للعثور على سلاح الجريمة قبل أن تفعل النيابة العامة. |
| Neyse, şu an burada iki federal savcı var. İşler büyük yani. Adın geçip duruyor. | Open Subtitles | على أي حال، لدينا محاميان من النيابة العامة الفدرالية، أفعالٌ كثيرة، اسمك يواصل بالظهور |
| Cook İlçesinden yardım alıyorlar, bu adam bir savcı Yardımcısı. | Open Subtitles | إنهم يتلقون مساعدة من مقاطعة كوك ذلك الرجل من النيابة العامة |
| Ama tabi Eyalet Savcılığı yarışını geride bırakman için iyi bir yol. | Open Subtitles | و لكن بالطبع ؛ إنها طريقة جيدة لوضع إنتخابات النيابة العامة خلفك |
| Eyalet savcısı o bilgiyi çok iyi saklıyor. | Open Subtitles | النيابة العامة تضع هذه المعلومات في عمق متجمد |
| Duyduğuma göre Eyalet Savcılığı özel hukuk davalarını temsil etmesi için dışarıdan firma arıyormuş. | Open Subtitles | سمعتُ أن مكتب النيابة العامة يبحث عن شركة خارجية جديدة لتمثله في القضايا المدنية |
| Bu akşam ağır güvenlik var. CPS eskortundan bahsediyorum. | Open Subtitles | الحراسة مشددة الليلة أقصد ، حراسة النيابة العامة |
| 2077'de bir CPS çağrısı aldığında her şey kaydedilir değil mi? | Open Subtitles | في عام 2077 عندما يكون لديك استدعاء من النيابة العامة يتم تسجيل كل شيء ، أليس كذلك ؟ |
| Savcılık ofisine giriş yetkisi olan tek kişi. | Open Subtitles | التي يصل إليها فقط الناس داخل مكتب النيابة العامة. |
| Savcılık beyazlardan çok azınlıkları yargılıyor. | Open Subtitles | النيابة العامة تتهم الأقليات أكثر من البيض |
| Savcılığın beceriksiz avukatları bana karşı topladıkları delilleri bir şekilde kaybetmişler. | Open Subtitles | المحامون المنحرفون من النيابة العامة بطريقة ما فقدوا كل الادلة ضدي |
| Bu, beni açığa çıkarmakla tehdit ettiğinde bölge savcısına yazdığın mektup. | Open Subtitles | هذه نسحة من الخطاب الذي كتبتيه لوكيل النيابة عندما هددتني بفضح أمري |
| Güvenilmez tanık ifadesi, artı davacının suiistimali eşittir kararın bozulması. | Open Subtitles | شهادة شاهِد لا يُعتمَد عليها بالإضافة إلى سوء سلوك من ناحية النيابة العامة يُؤدي إلى قلبِ قرار هيئة المُحلفين |
| Yesung Grup'un sahibi olmanın ardından savcıların gözünü bu anlaşmaya dikeceğini düşünmüyor musunuz? | Open Subtitles | أثناء خلافة يوسنغ، ألا تعتقدوا أن النيابة العامة ستضع عينها على هذه الصفقة؟ |
| Kovuşturma için materyalleri hazırlamam istendi, ben de yaptım. Elbette. | Open Subtitles | لقد طلب مني إعداد المواد اللازمة ل النيابة العامة، وهذا ما فعلته |
| ABD Savcılığı, mahkeme kararı ile gelip kayıtlarınızı inceledi mi? | Open Subtitles | ..هل يملك مكتب النيابة العامة أي من سجلات بياناتكم؟ |