| - Ne için? Sen benim için yaparsan ben de senin için bir şeyler yaparım. Biraz iyi niyet göster. | Open Subtitles | أنا أعمل لك، أنت اعمل لي ارنى بعض حسن النيّة |
| ...iyi niyet elçisi gibiydi, herkese kahve getirirdi. | Open Subtitles | رجل النيّة الحسنةَ الذي حَصلَ على القهوةِ لكُلّ شخص آخرِ، |
| Aidat planını kabul edersem iyi niyet göstergesi isterim. | Open Subtitles | نعم، لا أعرف إذا كنت سأقوم بخطة التسديد هذه أنا بحاجة لعرض حسن النيّة كما تعرف |
| Birgün iyi niyetli bir insan olup, katibinin maaşınına 5 şilin zam yapmasını umut ederek. | Open Subtitles | على أمل يستجمع ما يكفي من النيّة الحسنة ليرفع أجرَ مستخدَمه 5شلنات في السبوع |
| Ne söylerse söylesin, devre panosunu geri vermeye niyeti yok. | Open Subtitles | مهما قال أبي ، فليس لديه النيّة لكيّ يقوم بتسليم تلك اللوحة الالكترونية |
| İyi niyetinin bir göstergesi olarak borcunun bir kısmını nakit olarak alayım. | Open Subtitles | دعني آخذ بعضًا مما تدين بهِ نقدًا كدلالة على حسن النيّة. |
| Onu salarsak, iyi niyetimizin bir göstergesi olarak algılarlar. | Open Subtitles | إن تركناها ترحل فسيعتبرون الأمر علامة على حسن النيّة |
| Aidat planını kabul edersem iyi niyet göstergesi isterim. | Open Subtitles | نعم، لا أعرف إذا كنت سأقوم بخطة التسديد هذه أنا بحاجة لعرض حسن النيّة كما تعرف |
| Avustralya iyi niyet elçisi Punchy'ye merhaba diyelim: | Open Subtitles | ، مشاهدينا، رحبوا باستراليا سفير النيّة الحسنة، بانشي |
| Adamlarından birini burada bırakırım. İyi niyet adına. | Open Subtitles | سأترك أحد رفاقي هنا، تعبيراً عن حسن النيّة |
| Ailemize karşı ortak iyi niyet yoksunluğu tamamen haksız olmayabilir de. | Open Subtitles | نقص متبادل في حسن النيّة نحو أسرتنا والذي ربّما معهما حقّ حياله. |
| Bir iyi niyet göstergesine ihtiyacım var. | Open Subtitles | ليس تصرّفاً يوحي بالثقة لذا أريد علامة على النيّة الحسنة |
| Birincisi, "Kötü niyet olduğunu varsayma!" | TED | الأولى: لا تفترض النيّة السيئة. |
| Sözde iyi niyet göstergesi olarak bir tren dolusu Yahudi'nin Budapeşte'den ayrılarak daha güvenli bir yere gidebileceğini duyurdular. | Open Subtitles | أعلنوا بأنّ قطار واحد ملئ باليهود يمكنه أن يغادر "بودابست" الى إتجاه آمن كما يسمّى ببادرة حسن النيّة |
| Arabayı alabilirsin, iyi niyet göstergesi olarak. | Open Subtitles | أنظر... يمكنك أن تأخذ السيّارة. علامة على حُسن النيّة. |
| Maymun kral iyi niyetli ve samimiydi. Savaş söylentileri. | Open Subtitles | ملك القرود كان طيب النيّة , وصدّق كلمات سيد الحرب |
| Maymun kral iyi niyetli ve samimiydi. Savaş söylentileri. | Open Subtitles | ملك القرود كان طيب النيّة , وصدّق كلمات سيد الحرب |
| Bunu başlangıçta tarafların iyi niyeti olarak yorumlarız. | Open Subtitles | سنسميه مسعىً تمهيديّاً لصفاء النيّة |
| Aurora'yı yanımızda tutmak, ihtiyacımız olan iyi niyeti elde etmemizi sağlar. | Open Subtitles | إبقاء (أورورا) قريبة يكدّس حسن النيّة التي نحتاجها. |
| İyi niyetinin de bir göstergesi olarak eski düşmanımız bize bu akşamki tiyatro için bilet getirmiş... | Open Subtitles | وكإثبات على حسن النيّة من عدوّتنا القديمة، تذاكر لعرض الأوبرا اللّيلة. |
| Paylaştığımız iyi niyetimizin karşılığını da gördüğümüz oldu ama çok iyi bey ve hanımlardan dalga geçer şekilde hakaretler de işittik. | Open Subtitles | سمعنا ما يكفينا عن حسن النيّة لكن الإهانات الفكاهيّة تردنا من بعض ألطف الرجال والنساء. |
| Emoto, bütün bunlardaki itici güç olan düşünce veya niyete işaret eder. | Open Subtitles | و الآن , السيد إيموتو يتحدث عن قوة الفكرة أو النيّة بأنها القوة الدافعة لكل ذلك. |