| Ölçümler ile Halüsinasyonlar arasında bir bağlantı var. | Open Subtitles | أظن ، بأنه هناك صلة بين القراءات ، و الهلاوس |
| Vurulduğun sıralarda Halüsinasyonlar görüyordun. Isabella figürü. | Open Subtitles | تماما خلال وقت إطلاق النار , كانت لديك بعض الهلاوس عن إيزابيلا الخيالية تلك |
| Normalde Halüsinasyonlara yol açan stres belirtilerinden hiç birini göstermiyorsun. | Open Subtitles | لا تظهر عليك أي علامات بالتوتر التي تصاحب الهلاوس عادة |
| Toksikolojisi temiz ama hâlâ sanrılar görüyor. | Open Subtitles | فحص سموم الدم نظيف لكن لازال تصيبها الهلاوس |
| Bazı sahneler görüyorum. halüsinasyon, sanırım. | Open Subtitles | لقد كنت أحصل علي هذه الومضات الهلاوس , أظن |
| Gördüğün halisünasyonlar çok daha kötüye gidecek. | Open Subtitles | تلك الهلاوس ستزيد سوءًا. |
| halüsinasyonların çok daha fazla güçlendiğine eminim. | Open Subtitles | أنا متأكد من أن الهلاوس ستصبح أكثر كثافة |
| Halüsinasyonlar beynimizdeki gerçekliği olduğu gibi harekete geçirir. | Open Subtitles | عندما يعيش مع الهلاوس لا يتغير شئ في نظامه الادراكي |
| Psikotik Halüsinasyonlar, ister görsel ister işitsel olsun, sizi işaret ederler. | TED | الهلاوس النفسية سواء بصرية او صوتية إنها تخاطبك وتتهمك . |
| Bu gyrus'un ön tarafında bir bölge var burada dişler ve gözler temsil ediliyor. İnsanlar deforme olmuş Halüsinasyonlar görünce Gyrus'un bu bölgesi aktive oluyor. | TED | و هناك منطقة في الجزء الأمامي من هذا التلفيف، حيث يُمثل الأسنان و الأعين وهذا الجزء من التلفيف يكون نشطاً، عندما يرى المرضى تلك الهلاوس المشوهة. |
| Pekâlâ. Artık Halüsinasyonlar yok mu? | Open Subtitles | حسنا , ليس هناك المزيد من الهلاوس ؟ |
| Halüsinasyonlar görüyorum, hayaller... | Open Subtitles | أعاني من هذه الهلاوس و الأوهام |
| Görsel Halüsinasyonlar birçok şeyden kaynaklanabilir. | Open Subtitles | يمكن أن يسبب الهلاوس البصرية أي شيء. |
| Sonradan Halüsinasyonlara girip çıkabilirsin. | Open Subtitles | من الممكن ان تجد نفسك تنزلق داخلا وخارجا في حالة من الهلاوس عندما ينتهي كل ذلك |
| Algısal tahminler çok güçlü olduğunda, burada olduğu gibi, sonuç, kişilerin farklı bilinç hâlleri geçirdiği ve hatta belki de psikoz geçirdiği durumlarda deneyimlediği Halüsinasyonlara benziyor. | TED | عندما تكون التنبؤات الإدراكية قوية جداً، كما هو الحال هنا، تبدو النتيجة وكأنها نوع من الهلاوس قد يعاني الناس منها تحت تأثير بعض الأدوية، أو حتى ربما في الاضطرابات العقلية. |
| Hannah'nın hastalığının abartılı Halüsinasyonlara sebep olabileceği söylendi. | Open Subtitles | قيل لي ان مرض هانا يمكن ان يسبب الهلاوس |
| Ameliyatla hepsi düzeltir. Kimyasal dengesizlikler, nöbetler, sesli sanrılar. | Open Subtitles | ستصلح الجراحة كل شئ الخلل بالتوازن الكيميائي، النوبات، الهلاوس السمعية |
| sanrılar yaratmak için tenlerini belladonna ile oğuştururlar. | Open Subtitles | بال بيلادونا, على جلودهن, ليحصلن على الهلاوس . |
| halüsinasyon görebileceğiniz farklı aşamalar vardır. | Open Subtitles | هناك حالات مختلفة متقدمة حيث يمكن أن ينتابك الهلاوس. |
| Şimdilik, iyi, sağlıklı halüsinasyon serisi için biraz Sado-Mazoşizm'i gerekli görebilirsiniz. | Open Subtitles | ولكن الان S-M انا اعتقد انك سوف تجد القليل من ضروريا لاطلاق مجموعة كبيرة من الهلاوس الصحية |
| Yani, örneğin halüsinasyonların, Danny'nin gördüğü görüntülerin olduğu yerde başka şeylerin de üst üste bindirildiğini... | Open Subtitles | ولكنها تبقى أشياء جادة على سبيل المثال الهلاوس... |