| Fısıltılar... Onları sürekli duyabilirsin. | Open Subtitles | الهمسات , يمكنك أن تسمعيها طوال الوقت في الليل |
| Yani, Fısıltılar ve dedikodulardan bir baraj oluşur ve bu da bize yardımcı olmaz. | Open Subtitles | جميع من في المدرسة. أعني, سيكون ذلك وابلُ مستقرّ من الهمسات والإشاعات, وهذا لن يساعدك. |
| Kurumun bu gece önemli bir operasyon yürüttüğüne dair Fısıltılar tüm partide dolaşıyor. | Open Subtitles | كل هذه الهمسات في جميع أنحاء الحفل. إن الوكالة تعمل بنوعًا ما من الحساسية الزائده الليلة |
| The Whispers'ın önceki bölümlerinde... | Open Subtitles | فى الحلقات السابقة من الهمسات |
| The Whispers 1. Sezon 4. Bölüm: | Open Subtitles | (الهمسات( الموسم الأول الحلقة الرابعة : |
| Bu küçük dünya; fısıltıları varsayımları, gizemleri üretir. | Open Subtitles | إنهُ عالم صغير من الهمسات المتكاثرة الحدس, و الأسرار |
| Onların eşliğinde de fısıldamalar, gülüşmeler ve yıldızlar vardı. | Open Subtitles | ما بين الهمسات و الضحكات والنجوم |
| O fısıltılardan biri de Merlyn'nin Starling'e dönmesiydi. | Open Subtitles | وأحد تلك الهمسات أفادت بعودة (ميرلن) لـ (ستارلينج). |
| Ama ben bu sabah gittiğim her yerde Fısıltılar duyuyorum. | Open Subtitles | لكني أسمع الهمسات في كل مكان أذهبه هذا الصباح |
| O karanlık yerde Fısıltılar duyduğumu hatırlıyorum. | Open Subtitles | أتذكّر الهمسات التي سمعتها في ذلك المكان المُظلم |
| Fısıltılar... Onları sürekli duyabilirsin. | Open Subtitles | الهمسات, تستطيع أن تسمعيها دائما في الليل ... |
| Fısıltılar Efendisi'nin bana birkaç borcu var. | Open Subtitles | ملك الهمسات يدين لي بمعروف أو اثنين. |
| Yok, "Fısıltılar, şampanya ve yıldızlar arasında." | Open Subtitles | ".. من الهمسات وشرب الخمر تحت النجوم" |
| Önce öpücükler, Fısıltılar. | Open Subtitles | القبلات و الهمسات |
| The Whispers'ın önceki bölümlerinde... | Open Subtitles | "سابقاً في "الهمسات |
| "The Whispers"ın önceki bölümlerinde... | Open Subtitles | "سابقاً في مسلسل "الهمسات |
| "The Whispers"da önceki bölümlerde... | Open Subtitles | "سابقاً في مسلسل "الهمسات |
| fısıltıları sadece Varys duymuyor. | Open Subtitles | فاريس ليس هو وحده من يستطيع سماع الهمسات. |
| Benim duyduğum fısıltıları duymuşsunuzdur. | Open Subtitles | وسمعتم هذا الهمسات التي قولتها |
| - fısıltıları duymuşsunuz. | Open Subtitles | أنت سمعت الهمسات |
| Hayır, fısıldamalar, şampanya ve yıldızlar olacak. | Open Subtitles | لا, ما بين الهمسات و الخمر و النجوم |
| O fısıltılardan biri de Merlyn'nin Starling'e dönmesiydi. | Open Subtitles | وأحد تلك الهمسات أفادت بعودة (ميرلن) لـ (ستارلينج). |