| Hiç heykelcilik, mühendislik veya mimarlık okumadım. | TED | فانا لم ادرس صناعة النحت والهندسة المدنية ولا الهندسة المعمارية |
| Bu konuda çok iyi olmayan endüstri ise mimarlık. | TED | الصناعة التي لا تفعل ذلك بشكل جيد هي صناعة الهندسة المعمارية. |
| Bu bir mimarlık firması olan Shiro tarafından oluşturulmuştur. | TED | هذا تم صنعه بواسطة شركة الهندسة المعمارية, شيرو |
| Ne yazık ki mimari, hepimizin hikâyelerini eşit ve adil bir şekilde anlatmak konusunda iyi bir iş çıkaramamış. | TED | لسوء الحظ، الهندسة المعمارية لم تكن تقوم بعمل عظيم في إخبار قصصنا جميعنا بعدل. |
| Ve bu belki de Los Angeles'ta sahip olduğumuz en iyi dünya dışı antik mimari örneğidir. | TED | وهو ربما أفضل مثال لدينا في لوس انجليس على الهندسة المعمارية العتيقة من خارج الأرض. |
| O hisler, o hissettiğim duygular, işte onlar mimarlığın gücü, çünkü mimarlık matematik ve bölgeleme ile ilgili değil, işgal ettiğimiz yerlere karşı hissettiğimiz hassas, duygusal bağlantılarla ilgili. | TED | ذلك الشعور، تلك الأحاسيس التي أحسها، تلك هي قوة الهندسة المعمارية، لأن الهندسة المعمارية ليست رياضيات وتقسيما. بل هي تلك التقاطعات الحسية المشحونة التي نحسها في الأماكن التي نشغلها. |
| Bunun yerine tasarlamayı öğrenmek için mimarlık okuluna gittim. | TED | بل ذهبت إلى معهد الهندسة المعمارية لكي أتعلّم التّصميم. |
| Zürih'ten mimarlık öğrencilerimle bir saha gezisindeydik. | TED | كنا في رحلة ميدانية مع طلابي من الهندسة المعمارية من زيورخ. |
| mimarlık birçok kuralı olan bir meslek; bazısı yazılı, bazısı yazılı olmayan, bazısı alakalı ve diğerleri alakasız. | TED | الهندسة المعمارية هي مهنة بها العديد من القواعد، بعضها مكتوب، وبعضها ليس كذلك، بعضها مترابط أما الآخر فلا. |
| Benim de sınır bölgelerinin mimarisine ilişkin arayışım sırasında aklımda bir soru oluştu. Bu duvar bir mimarlık eseri mi? | TED | وأثناء بحثي عن الهندسة المعمارية للأراضي الحدودية، بدأت أتساءل، هل يمثل الجدار هندسة معمارية؟ |
| Fakat mimarlık fakültesine gittiğimde, ailenin 'yüzkarasi' (siyah koyun) gibi görünüyordum. | TED | ولكن عندما ذهبت إلى مدرسة الهندسة المعمارية بدا وكأنني كنت الخروف الأسود في القطيع. |
| Şu fikri şahsen çok seviyorum, çünkü mimarlık sadece çözümlerle ilgili değil, bilinci artırmak ile ilgilidir. | TED | وأنا أحب هذه بوجه الخصوص, لأن الفكرة وراء الهندسة المعمارية هي ليست فقط إيجاد الحلول، بل أيضا التوعية. |
| Şimdi hem bilinçli hem de biliçsiz tasarım yoluyla bu görünmez dünyalara nasıl etki ettiğimizi açıklayan ve bana farklı bir bakış açısı kazandıran mimari odaklı araştırmamı sizlerle paylaşmak istiyorum. | TED | سأقوم بمشاركة بيانات معكم من إحدى جوانب بحثي التي تركز على الهندسة المعمارية و التي توضح كيف، من خلال شيء مدرك و الشيء الغير مدرك، نحن نأثر على العالمم الغير مرئي. |
| Geçen yüzyılın büyük bölümünde, mimari ünlü bir öğretinin büyüsü altındaydı. | TED | على مدى القرن الماضي، كانت الهندسة المعمارية خاضعة لمبادئ مشهورة. |
| Yani mimari aniden hikâyeler yazıp, hikâyeler oynayan bir oyuncunun niteliğini alıyor. | TED | وهكذا تتخذ الهندسة المعمارية فجأةً نوعية اللاعب، من يكتُب الحكايات، ومن يؤدّي القصص. |
| Bir doktorun mimari hakkında konuşması ilginç gelmişti. | TED | لقد كنت متفاجئًا بسماع طبيب يتحدث عن الهندسة المعمارية |
| Antropoloji'ye veya Mimarlığa giderim ya da bırakırım. | Open Subtitles | الهندسة المعمارية وعلم الإنسان أو الإجازة. |
| Steven,mimarlıktan üstün bir şey yoktur. | Open Subtitles | ستيفن، لا شيء أرفع من الهندسة المعمارية. |
| Uzun binaların nasıl sosyal bağlayıcılar olabileceğini gösterdim ama ya kamu mimarisi? | TED | لذا أظهرتُ كيف يمكن للأبنية العالية أن تمثل روابط إجتماعية، لكن ماذا عن الهندسة المعمارية العامّة؟ |
| Bugün sizinle mimariye yaklaşım ve uygulamalarımı değiştiren bir proje paylaşmak istiyorum: Fes Nehri Onarım Projesi. | TED | أود أن أشارك معكم اليوم مشروعًا غيّر كيف أنهج وأمارس الهندسة المعمارية: مشروع إعادة تأهيل نهر فاس. |
| Ne zaman başka bir yere gitsen, bir mimar olarak bir şeyler tasarlamak istiyorsun. yerel mimariyi inceliyorsun, daha önceki örneklere bakıyorsun. | TED | كلما ذهبت إلى مكان آخر، كمهندس معماري تحاول تصميم شيء، تتأمل الهندسة المعمارية المحلية، والخبرات السابقة بها. |
| Yemek yaparım, çamaşırlarını yıkarım, yerleri süpürürüm sen de Mimarlığı bırakırsın. | Open Subtitles | لا تضحك، أنا أستطيع، سأطبخ، وأغسل ملابسك، وأنظف الأرضية وأنت ستتخلى عن الهندسة المعمارية |
| Evet, Mimarliga Giris sinifimdakileri GUB Kulesi'nin insaat alanina götürecegim. | Open Subtitles | - أجل - سوف أصطحب طلابي الذين أدرسمهم " مادة " مدخل إلى الهندسة المعمارية " إلى موقع بناء برج " جي إن بي |
| mimarlığın en zorlu yanlarından biri bir şey inşa ederken yıkımı düşünmememiz. | TED | أحد تحديات الهندسة المعمارية تكون دائمًا أننا عندما نبني، لا نفكر بالإزالة. |
| Birincisi; bence mimarinin bina yapmaktan ibaret olduğu fikrini sorgulamalıyız. | TED | الأول هو، أعتقد أننا بحاجة إلى التساؤل عن هذه الفكرة أن الهندسة المعمارية هي عن صنع المباني. |
| Yani eğer tasarım kafasını mimaride ve mimari yoluyla pozitif, yapıcı ilişkiler kurmaya odaklarsak inanıyorum ki bina inşa etmekten çok daha fazlasını yapabiliriz. | TED | لذلك إذا ركّزنا في جوهر التصميم لإيجاد علاقات إيجابية وقوية في الهندسة المعمارية ومن خلالها، أعتقد أننا نستطيع فعل أكثر من إنشاء أبنية منفردة. |
| mimarideki muhteşem tarzdaki bölünmelere ve ağaçların dikey şekillerini görürüm. | TED | إنه نوع جميل من الانفصال عن الهندسة المعمارية والطريقة التي تشكل فيها الأشجار عناصر عامودية |
| Sürekli mimariden bahseder hiçbir yerin Oregon gibi olmadığını anlatırdı. | Open Subtitles | كانت تتحدث دائما عن الهندسة المعمارية و كيف أن أوريغون لا تحتوي شيئا منها |