| Yani, iyi Hindular ve iyi Yahudiler öyle davranmaz. | TED | اي في معنى آخر ان هؤلاء الهندوس او اليهود تصرفوا بهذه الشاكلة |
| Hindular, ağaçlardan kopardıkları dalları kullanırlar. | Open Subtitles | الهندوس يستخدمون الاغصان ، يكسرونها من الشجر. سنجرب هذا |
| Hintlilerin çoğu, genelde sizin gibi Hindular madende ve tarlada çalışmak için getirilmiş. | Open Subtitles | و الغلبية العظمى من الهنود معظمهم من الهندوس مثلك أنت جاؤا الى هنا للعمل في المناجم و جمع المحاصيل |
| Ve Hindu zalimler, kendi Müslüman kadın ve çocuklarımızı katlettiler. | Open Subtitles | او الهندوس المتعصبين في الهند يقتلون أطفال و نساء المسلمين |
| Durga, ana tanrıça, korkusuz varlık, Hindu tanrılarının panteonu tarafından yaratılan. | TED | دورغا، الالهة الام، التي لا تعرف الخوف انشاها الهة الهندوس |
| Hindistandaki kutsal şehir Varanasi'ye, Hinduların ölümden sonrasına nasıl devam ettiklerini öğrenmeye geldim. | Open Subtitles | قدِمت إلى مدينة فاراناسي المقدسة في الهند لمعرفة كيف ينتقل الهندوس بعد الموت |
| Hintliler için, burası Hindistan'daki en kutsal yerlerden biridir. | Open Subtitles | عند الهندوس ، هو واحد من أقدس المواقع في كل الهند |
| Bu Vişnu, koruyucu Hint tanrısı. | Open Subtitles | اه، وهذا هو فيشنو، آلهة الحماية عند الهندوس |
| Her zaman yapılmaz ama biz Hindular bundan çok şey öğrenebiliriz. | Open Subtitles | لا تطبق كثيرا و لكنننا نحن الهندوس نتعلم منها الكثير |
| - Gerçek Hindistan'ın her köyü ve şehrinde Müslümanlar ve Hindular var. | Open Subtitles | كيف للهند الحقيقية أن يكون بها المسلمين و الهندوس في كل قرية و كل مدينة |
| Çünkü Hindular fazla ödün vermenden korkuyor. | Open Subtitles | لأن الهندوس يخافون من أنكم ستتنازلون عن الكثير |
| Pakistan'daki Hindular için umut kalmayacak. | Open Subtitles | لن يكون هناك أمل في الهندوس الموجودين في باكستان |
| "Hindular, yaşamak istiyorsanız Keşmir'i terk edin" diyorlardı. | Open Subtitles | قالوا لو الهندوس يريدون البقاء على قيد الحياة يجب ان يغادروا كشمير |
| Bütün Keşmirli Hindular kaçarken... ben, bir polis memuru olarak, çaresizce seyrettim. | Open Subtitles | و في أثناء هرب الهندوس الكشميريين الشرطة عجزوا عن فعل شيء |
| İster Hindular Yahudilere saldırsın, ya da Müslümanlar Katoliklerle karşı karşıya gelsin. | Open Subtitles | سواء كان هجوم الهندوس على اليهود أو المسلمين على الكاثوليكيين |
| Bismil gibi Hindular kendilerine ülke kuracak. | Open Subtitles | الهندوس مثل بسمل يريدون أن يخلقوا دولة لأنفسهم. |
| Hindu'ların düşüncesi doğruymuş. Koca ölürse, karısı da yanında gidermiş. | Open Subtitles | الهندوس لديهم الفكرة الصحيحة ، عندما يموت الزوج، الزوجة تذهب ايضا |
| Müslüman ve Hindu Hindistan'ın iki gözüdür. | Open Subtitles | المسلمين و الهندوس هما عينا الهند اليمنى و اليسرى |
| Binlerce yıl boyunca Hindu hacıları bu kutsal mekana seyahat ettiler... doğanın asla dinmeyen alevleri mucizesine şahit olabilmek için. | Open Subtitles | منذ آلاف السنين، الحجاج الهندوس سافروا الى هذا المكان المقدس لمشاهدة اعجوبة المعجزات للنيران الطبيعية التي لا تموت |
| Ama tapınağımızda rahip, bir Müslümanların Kuran'ından bir Hinduların Gita'sından okurdu. | Open Subtitles | و لكن في معبدنا كان القس يقرأ من قراّن المسلمين و من جيتا الهندوس متنقلا من واحد لاّخر |
| Ama babam, Jenny'le evlenirsem Hinduların oylarını kaybetmekten korkuyor. | Open Subtitles | لكن يخشى إن تزوجتها , سيخسر أصوات الهندوس |
| Peki Yahudiler, Hintliler Müslümanlar, ateistler, Budistler hepsi yandı o zaman, değil mi? | Open Subtitles | حسناً, إذاً اليهود و الهندوس و المسلمين و الملحدين و البوذيين و جميعهم ملعونين, إليس كذلك؟ |
| Hint söylevine göre aşk, cennete uzanan bir merdivendir. | Open Subtitles | قال الهندوس أن الحب سلّماً إلى الجنة. |