| Sadece piyano ile başlamak yerine bu ağır Hint ritmini koyduk. | Open Subtitles | بدلاً من بدء الأغنية بالبيانو، نبدأ بالإيقاع الهندي الثقيل، إيقاع شديد |
| Eğer Çin yemeği yemek istiyorsam dişimdeki Hint yemeği kalıntılarını temizlemeliyim. | Open Subtitles | يجب أن أنظف الطعام الهندي من أسناني إذا كنت سآكل الصيني |
| Bu sonbahar Hint Yazı peşinden bolca yağış getireceğe benziyor. | Open Subtitles | وقد أقترن الخريف بالصيف الهندي بكميآت غير مسبقة من الامطار |
| - Kızılderili çocuğun üstünde şu birlik pantolonunu gördüğümde şüphelenmiştim. | Open Subtitles | خمنت ذلك عندما رأيت تلك السروال الاتحادي على الصبي الهندي |
| Başına gelenlerden sonra, Hintli başka bir kadına bakmayacağına yemin etti. | Open Subtitles | منذ كارثة الهندي أخذ على نفسه عهداً ألا ينظر لامرأة أخرى |
| Çıkacak karar Hindistan yargı tarihinde bir dönüm noktası olabilir. | Open Subtitles | قد يكون هذا الحكم علامة فارقة في تاريخ القانون الهندي |
| Komisyonumu seni yeni açılan Hint restoranına götürmek için harcamayı umuyordum. | Open Subtitles | كنت اتمنى ان استخدم عمولتي في أخذك إلى المطعم الهندي الجديد. |
| - Ben, Hint ordusunun benden aldığı onuru geri istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أنتقم لتسريحي التعسفي مِن الخدمة في الجيش الهندي |
| Bu Hint toplumunda kadına karşı sistematik bir ayrımcılık yapıldığını gösteriyor. | TED | فهي تعكس التمييز الممنهج والتحيز في المجتمع الهندي تجاه المرأة. |
| Gittim ve Hint tarihinin bana göre olan versiyonunu yarattım. | TED | ذهبت وصنعت نسختي الخاصة من التاريخ الهندي |
| Dünyadaki biyoçeşitlilik merkezlerinden bir tanesi olan, Hint Okyanusu'ndaki Mascarene Adaları'nda çalışıyor olmak benim için büyük bir ayrıcalık. | TED | إنه لشرف كبير بالنسبة لي العمل بإحدى أغنى مناطق التنوع البيولوجي بالعالم: جزر ماسكارين بالمحيط الهندي. |
| Afrika kıyılarından doğuya Hint Okyanusu'na oradan da mercan adalarıyla kaplı Maldivler'e gidiyoruz. | TED | من شواطئ افريقيا فلنسافر إلى الشرق، حيث المحيط الهندي الشاسع إلى جزر المالديف، أرخبيل من الجزر المرجانية. |
| Şu Kızılderili çayından biraz verin de size her şeyi anlatayım. | Open Subtitles | حسناً، أعطيني من الشاي الهندي المُنشّط للذاكرة و سأخبركم بِكُلّ شيء |
| Antika dükkanının bulunduğu köşedeki evde oturuyorum bilirsin önünde tahta Kızılderili heykelinin olduğu ev. | Open Subtitles | أنا اعيش على الناصية بجوار متجر التحف ذلك المتجر حيث يوجد الهندي الخشبي أمامه |
| Yaşlı Kızılderili şefinin laneti. Beyaz adam, kızgın ruhlarca toprağa gömüldü. | Open Subtitles | "لعنة الزعيم الهندي القديم التي دفنت الرجل الأبيض بواسطة الأرواح الغاضبة" |
| Bir kez Hintli gibi giyindim diye bana yenge diyorlar. | Open Subtitles | مرة واحدة وأنا أرتدي الهندي ويسمونه لي شقيقة في القانون. |
| Henüz kısa bir süre önce anlamaya başladım, böyle oturmayı Hintli olmaktan dolayı öğrenmedim ben. | TED | مؤخرا فقط بدأت لفهم أنني لم أتعلم الجلوس هكذا من خلال تراثي الهندي. |
| Hintli yol iscisinden "Biraz para biriktirmek ve bir dukkan acmak" | TED | "كسب بعض المال و فتح متجر" كان هذا عامل الطرق الهندي. |
| Çıkacak karar Hindistan yargı tarihinde bir dönüm noktası olabilir. | Open Subtitles | قد يكون هذا الحكم علامة فارقة في تاريخ القانون الهندي |
| Sen çok şanslısın. Hindistan'da pek çok düğün görmüş olmalısın. | Open Subtitles | يجب أن كنت قد تعرضت لكثير من حفلات الزفاف الهندي |
| Bana hala zararsız bir yerli ile bir Comanche'nin farkını söylemedin. | Open Subtitles | لا تزال لم تقل لي كيف تفرق كومانتش من الهندي المسالم |
| Indian Hill'i kapattıktan sonra hükümet oradaki her şeyi kargolayıp buraya yollamış. | Open Subtitles | يبدو بعد اغلاق الهندي هيل، الحكومة معبأة فقط كل شيء وشحنها هنا. |
| Puro dükkanına gidiyorum. Kızılderiliyi satmayı deneyeceğim. | Open Subtitles | سأقصد متجر السيغار لأرى إمكانية بيع ذلك الهندي |
| Ailesi gözünün önünde vurulmuş Hindistanlı evlatlık çocuk. | Open Subtitles | صحيح، الطفل الهندي المتبنّى الذي صُرعَ والداهُ على مرأى منه |
| görüyorsunuz bu Darshan'ın Hindu ritüelinden temellenir | TED | وهي كما ترون مستمدة من الطقس الهندي الدارشان |
| Kızılderilinin yanında eşyası yokmuş, o yüzden çabuk gelmiş. | Open Subtitles | لم يكن الهندي يحمل أي شيء، لذلك لا أعتقد أن المسافة بعيدة |
| O zaman ihtiyacım olan Apaçi sensin demektir. | Open Subtitles | أنت الهندي الذي أحتاجه إذًا |
| Ahbap, kim derdi ki Hintçe öğrenmek faydalı olacak diye? | Open Subtitles | يا رجل من كان يعلم أن تعلم اللغة الهندي قد يأتي بنتيجة؟ |
| Bir İngiliz yasasına uymadı diye bir Hintliyi öldürürse, Hintli de başkasının ülkesinde uyguladığı için onu öldürebilir diye yazdım. | Open Subtitles | لقد كتبت ببساطة لو أن انجليزيا قتل هنديا لعصيانه لقانونه فان من واجب الهندي أن يقتا انجليزيا |
| Biz Hintliyiz! Hint yemeği istiyoruz, değil mi? | Open Subtitles | نحن الهنود, نريد الطعام الهندي, صحيح؟ |