| Bu adam, bir Hutu ölüm kampından yeni salıverilmişti. | TED | هذا الرجل تم تحريره للتو من معسكر الهوتو للموت. |
| Peki, bir Tutsi'yle Hutu arasında gerçekte ne fark var? | Open Subtitles | اذاً, ما الإختلاف الحقيقي بين الهوتو والتوتسي ؟ |
| Tutsi kadınlarının Hutu erkeklerine nasılburunkıvırdığınıhatırlayın. | Open Subtitles | تذكّر كيف نساء التوتس إعتادوا على النّظر للأسفل أنوفهم الطويلة في رجال الهوتو ؟ |
| Hutular Tutsilerin eski liderlerini yola getirmek için Tutsilerin ayaklarını kesti. | Open Subtitles | قامت قبيلة الهوتو بقطع أرجل عمالقة من قبائل التسوتسي , أسيادهم السابقون لكي يقصروا من طولهم |
| Çalılığı temizleme zamanı, Ruanda'nın sevgili Hutular'ı. | Open Subtitles | لقد حان الوقت لتلقينهم درساً الهوتو الجيّدون من رواندا |
| Hutu mültecilerini Kongo'ya doğru tahliye ettiğini bildiriyor. | Open Subtitles | الذي أثار إخلاء جماعي لاجئي الهوتو نحو الكونغو |
| İsyancılar şehrin yarısını ele geçirdi ve Hutu generallerinin kabul edeceği bir teklif yaptılar. | Open Subtitles | أخذ الثّوار نصف المدينة وقدّموا عرض جنرالاتَ الهوتو راغبون للقُبُول |
| İsyancılar ellerindeki Hutu esirlerini takas edecekler ve sizler, hepiniz, isyancıların sınırına, güvenli bölgeye gidebileceksiniz. | Open Subtitles | الثّوار سيتبادلون سجناء الهوتو وأنتم أيّها الناس كُلّكم ستكونوا قادرين على التّحرك وراء الخطوطَ الثائرةَ حيث أنّها آمنة |
| Paul Rusesabagina Kigali'deki Mille Collines otelinde, 1268 Tutsi ve Hutu mülteciyi barındırdı. | Open Subtitles | بول روسيسباقينا قام بحماية 1268 لاجئ من الهوتو والتوتسي في فندق ميل كولين في كيغالي |
| Batı'nın baskısıyla, Hutu olan Devlet Başkanı gönülsüzce de olsa yönetimi Tutsiler'le paylaşmayı öngören bir anlaşmayı kabul etmiştir. | Open Subtitles | تحت ضغط من الغربِ وافقَ رئيسُ الهوتو بتردّد أي صفقة لإشتِراك بالسلطة مَع التوتسي |
| Hutu ve Tutsiler arasındaki barışı gözetlemek için buradayız. | Open Subtitles | نحن هنا أَنْ نُراقبَ السلام بين الهوتو والتوتسي. |
| Fanatik Hutu unsurlar, Tutsi azınlığını ve onları destekleyenleri hedef alıyor. | Open Subtitles | عناصر الهوتو المتطرّفةِ تَستهدفُ أقلية توتسي وأي واحد التي تَدْعمُهم. |
| Tabii, belki de Hutu isyancıları tarafından tutuklanabilirim. | Open Subtitles | عندما اعتقدت اني سوف امسك من قبل ثوار الهوتو |
| Kongo'da olan ve gidecek hiçbiryeri olmayan Hutu'ların dönüşü için bir yıl sonra Rwanda'ya gittim. | Open Subtitles | ذهبت الى رواندا بعد سنة من الكارثة لاوثق عودة الهوتو من الكونغو ولم يكن لهم مكان يذهبوا له |
| İki kabile, Hutu ve Tutsi, birbirleriyle savaştılar. | TED | إذ إقتتلت قبيلتي الهوتو والتوتسي |
| Yüzlerce, binlerce Hutu, yakın ülkelere Tanzanya veya Zaire'ye kaçtılar. | Open Subtitles | هرب مئات الوف الهوتو الى... تنزانيا وزائير |
| Rwanda bizim Hutu toprağımızdır. Bizler çoğunluktayız. | Open Subtitles | رواندا هي أرض الهوتو نحن الأغلبية |
| Hamamböceklerine yardım eden Hutular, aynıonlargibihamamböcekleridir. | Open Subtitles | أَقُول أولئك الهوتو الذّين يحمون الصّراصير مثل الصّراصير |
| Haydi, sevgili Hutular. Mezarlar yeterince dolmadı. | Open Subtitles | هيّا, أيّها الهوتو الجيّد القبور ليست كاملة حتى الآن |
| Hutular kendilerini korumak zorundalar yoksa ölecekler. | Open Subtitles | الهوتو يَجِبُ أَنْ يَحْمي أنفسهم أَو يَمُوتُ. |
| Tutsiler vejetaryendi, Hutular ise et yiyen çiftçilerdi. | Open Subtitles | شعب التوتس من رواندا كانوا نباتيين وشعب الهوتو كانوا يربون الماشية ويأكلون اللحم |