| İşte obje bu. Bizim için bu iki projeydi. İlki arayüzün tasarımıydı ki arayüz ayakaltında olmasın. | TED | هذا هو المنتج. كان لنا بمثابة مشروعين. واحد لتصميم الواجهة بحيث لا تكون الواجهة عائقًا أمامك |
| Bunu yaptığınız zaman, hemen fark edeceksiniz ki tüm zamanınızı, insanla makine arasındaki arayüz üzerinde özellikle de etkileşimdeki sürtüşmeyi kaldırmak için harcamışsınız. | TED | عندما تفعل ذلك ،ستلاحظ بسرعة أنك أمضيت كل وقتك على الواجهة بين الإنسان والآلة، وعلى وجه التحديد تصميم البعد عن الاحتكاك في التفاعل. |
| Fraktal (benzer yapıların oluşturduğu şekil) özellikleri vardı ve bu tüm ön cepheyi şekillendirmemde yardımcı oldu. | TED | والتي تحتوي على خصائص هندسة كسورية وهذا ساعدني على تشكيل الواجهة كلها |
| Öğrenciler ve akademisyenler kolları sıvadı, ellerini toprağa buladı ve ön alanı insanları buluşturacak samimi bir yere çevirdiler. | TED | استعد الطلاب ومن في الكلية للعمل. وشرعوا في العمل وحولوا الواجهة إلى مكان دافئ يجتمع فيه الناس. |
| Bana göre, Baxter'le alakalı en ilginç ayrıntı, kullanıcı arayüzü. | TED | وأظن أن الشيء المثير في باكستر هو الواجهة البينية للمستخدم |
| Reklam alanı için. All Saints'in yüzü olmak istediğinizi söylemiştiniz. | Open Subtitles | مساحة الإعلانات لقد قلت بأنك تريد أن تصبح في الواجهة |
| Bu yalnızca bir tanıtım diski ama size arayüzün şekli hakkında fikir verecektir. | Open Subtitles | اذن هذا قرص تجريبي لكنه سيعطيك فكرة ما عن ما تبدو عليه الواجهة |
| Tünelin penceresine sadece birkaç ip mesafede. | Open Subtitles | إنها مجرد بضعة أمتار من الحبال إلى الواجهة المُطلة. |
| Ancak bilgisayarın tüm bu uygulamalar için aynı durağan fiziksel formu ve aynı durağan arayüz ögeleri bulunmaktadır. | TED | مع ذلك، لدى الحواسيب نفس الشكل المادي الثابت لجميع هذه التطبيقات المختلفة ونفس عناصر الواجهة الثابتة كذلك. |
| Ya da arayüz elemanları yüzeyde belirip talebe göre değişebilir. | TED | أو يمكن لعناصر الواجهة أن ترتفع خارج السطح وتتغير حسب الطلب. |
| Bu arayüz hikayemizin geçtiği yer. | TED | هذه هي الواجهة التي تتمحور حولها حبكة قصتنا. |
| Bir, insanların algılanması. Ve iki, doğal arayüz, arayüzün doğal hali, böylece robotla iletişim kurmanız daha sezgisel olacak. | TED | أولاً ، تصوّر الناس. وثانياً، الواجهة الطبيعية، الشكل الطبيعي للواجهة، بحيث يصبح التفاعل مع الروبوتات أكثر سهولة. |
| Filozof Descartes, epifiz bezi bölgesinin veya üçüncü gözün, bilinç ve madde arasındaki arayüz olduğunu fark etmiştir. | Open Subtitles | اعترف الفيلسوف ديكارت أن منطقة الغدة الصنوبرية أو منطقة العين الثالثة هي الواجهة بين الوعي والمادة. |
| Ve sizin duyduğunuz ses, normal bir hoparlörde tüm sesin ön yüzden, ön taraftan havaya yayılışı gibi değil. | TED | والصوت الذي تسمعونه حاليا على عكس مضخم عادي حيث يصدر كل الصوت من الواجهه ينتشر في الواجهة أي في الهواء |
| Afrika'daki toplumsal hareketler, demokrasiyi bu şekilde kavramlaştırmada sıklıkla ön planda olmuştur. | TED | كانت الحركات الاجتماعية الأفريقية في الواجهة في معظم الأحيان لإعطاء الديمقراطية مفهومًا بهذه الطريقة. |
| Bu savaşta sonuna kadar ön cephede yer aldık. | Open Subtitles | نحن كنا في الواجهة الأمامية لهذة الحرب طوال الطريق |
| Arka tarafa geçmenin tek yolu ön taraf. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة للخروج من الخلف هي المجيء من الواجهة |
| Eğer biraz üstünde düşünürseniz, hepsi gayet mantıklı geliyor. Yani özelleştirilmiş fiziksel objelerin kullanımının insanlara bir arayüzü kullanmayı kolaylaştırması. | TED | وحين تتفكر في ذلك، يبدو ذلك منطقيًا جدًا، أن استعمال أدوات مادية متخصصة تتيح للزوار استعمال الواجهة البيئية بشكل أسهل. |
| AirPix olarak adlandırılan görsel olmayan kullanıcı arayüzü bilgilendirme için iyi bir örnek. | TED | وخير مثال لهذه الواجهة للمستخدم الإعلامية غير المرئية ويسمى بيكسل الهواء. |
| O zamanlar bu grafik ara yüzü bir mucizeydi, ve biz almıştık. | Open Subtitles | الواجهة الرسومية كانت كمعجزة وقتها وقد حصلنا عليها |
| Dinle, ben ön tarafı kontrole gidiyorum, sen burada bekle. | Open Subtitles | أسمعيني، سأذهب لأفحص الواجهة الأمامية إبقي هنا |
| O vitrindeki hindiyi sattılar mı? | Open Subtitles | هل تعلم إن كانوا قد باعوا الديك الرومي الضخم الذي كان معروضاً في الواجهة |
| Yani amcam sadece mekanik bir arayüzle ilgileniyor. | TED | وبالتالي عمي يتعامل فقط مع الواجهة الميكانيكية. |