| Elinde sadece kardeşimin şoförlüğünü yapan muhbir ile bir miktar toz var. | Open Subtitles | لديك هذا الواشي السائق الذي كان يعمل لأخي لديك القليل من البودرة |
| muhbir o hafta sonu geleceğini söylemişti. | Open Subtitles | الواشي قال أنه سوف يظهر في نهاية هذا الأُسبوع. |
| Senin köstebek nişanlın kanıt topluyordu. Lanet olası FBI'yla görüşüyordu. | Open Subtitles | خاطبكِ الواشي كان يجمع الأدلّة، كان متواطئًا مع المباحث الفدراليّة. |
| Evet, sen her zaman yetişkin ve sorumluluk sahibi biri oldun. İspiyoncu. | Open Subtitles | نعم، لطالما كنت الناضج اتبع التصرف المسئول، أيها الواشي |
| - Hill'i tanık korumaya aldılar. - Bu onun gammaz götünü kurtaramayacak. | Open Subtitles | سيَنقلونَ هِيل إلى وَحدَة الحِمايَة - ذلكَ لَن يثنقذَ ذلكَ الواشي - |
| Diyelim ki bu muhbiri yakaladık sence ona ne yapmalıyım? | Open Subtitles | لذا فلنقل أننا أمسكنا بهذا الواشي ماذا تعتقد أنّه ينبغي عليّ أن أفعل به؟ |
| Ama durumu kötüleştiren herkesin bu lanet olası pis muhbirin hala aramızda olduğunu bilmesi. | Open Subtitles | ولكن مايجعل الوضع أسوأ هو أن الجميع يعلم أن ذلك الواشي القذر لا يزال يختبيء في مكان ما بيننا |
| Sana bu ispiyoncuyu ve tanığı getirmen için iyi para ödedim. | Open Subtitles | لقد دفعت لك مالاص جيداً لتسلمني الواشي والشاهد |
| muhbir bir karıya benzer. | Open Subtitles | الواشي كالزوجة يمكنك معاملتهم كيفما تشاء لسنة كاملة |
| muhbir, katil hakkında bildiği tek şey olan kar maskesi hakkında ifade verdi, değil mi? | Open Subtitles | الواشي شهد حول القناع شيء قد يعلمه من القاتل فقط ، صح ؟ |
| Bu temyizi yürütmeyi planlamamıştım, ...ama siz bana neredeyse üzerinden on yıl geçmiş bir olayda ifadesini değiştiren bir muhbir mi getiriyorsunuz? | Open Subtitles | تعلم ، لم أخطط لأكون من يقضي في هذا الإستئناف لكنكم أحضرتم لي ذلك الواشي الذي غيّر شهادته بعد حوالي عقد من الزمن |
| Benim köstebeğimi sana anlatan köstebek de bir köstebekti. | Open Subtitles | الرجل الذي أخبرك عن الواشي هو واشٍ أيضاً |
| SuçLu bir köstebek çapraz ateşte kaLdı. | Open Subtitles | الواشي تعرّض لإطلاق النار ومات أثناء الإشتباك الناري |
| Hanginizin köstebek olduğunu bulmadan kimse bir yere gitmeyecek. | Open Subtitles | لن يبارح أحد مكانه حتّى أعلم أيّكم الواشي. |
| Kaçmak zorundaydım. Herkese ispiyoncu olduğumu yaydın. | Open Subtitles | لقد إضطررتُ للهرب جعلتَ الجميع يظنّون أنّي الواشي |
| Bana kalırsa, bir ispiyoncu doğarken boğulması gereken Yehuda'dır. | Open Subtitles | بقدر ما انا قلق, الواشي بشئ هو يهودي يجب قتله غرقاً عند ولادته |
| Seni küçük gammaz. | Open Subtitles | ايها الواشي الصغير بالمناسبة , هو من سكب القهوة |
| Seni imzalarken seyrettim sıçtığımın muhbiri. | Open Subtitles | لقد شاهدتك وأنت توقعها أيها الواشي اللعين. |
| Bence asıl soru muhbirin kim olduğu? | Open Subtitles | أعتقد أنّ السؤال الحقيقي هو: من هو الواشي الحقيقي؟ |
| - İspiyoncuyu bulduğunda adama ne yapacaksın? | Open Subtitles | وبدأت أشعر بالفضول حسنٌ، حينما تجد الواشي مالذي ستفعله به ؟ |
| köstebeği bulmak için şeflere yanlış bilgi verme planın işe yaradı. | Open Subtitles | إن فكرتك في كشف الواشي بتزويد قوادنا بمعلومات مزيفة، قد نجحت. |
| Bazı çocuklar senin elemanın ispiyoncunun tekine arka çıktığını konuşuyorlar. | Open Subtitles | بعض الفتية يقولون أن فتاك وقف إلى جانب الصبي الواشي |
| Siktiğimin ispiyoncusu. | Open Subtitles | ! أيها الواشي اللعين |
| Snitch'i yakalayan top tutucu maçı sona erdirir. | Open Subtitles | والباحث الذي يقتنص الواشي.. ينهي المبارة |
| sıçan kızgın güneşin altında köşede durup... ~ ...böyle bir günde inanacak bir şeyi bekliyordu. ~ | Open Subtitles | â™ھ يقف الواشي في الزاوية تحت أشعة الشمس الحارقة â™ھ â™ھ كان ينتظر طوال النهار شيئًا يؤمن به â™ھ |
| İçeri gidip o ağlak gammazı izleyelim biraz daha. | Open Subtitles | دعنا نعود للداخل ونشاهد المزيد من ذلك الطفل الباكي الواشي |
| Bill, varmak istedigim nokta, bu kostebek var ya o kemirgen, siktiriboktan kostebek sorun uretiyor. | Open Subtitles | الفكرة هي , بيل لدي هذا الواشي الواشي اللعين و يطرح سؤالاً |
| Şerif, ben senin oğlunum. 21 Jump Street ispiyoncun değilim. | Open Subtitles | {\fnAdobe Arabic}،إنّي ابنك أيّها المأمور لستُ الواشي الخاصّ بك. |