| İngiliz kadınların çıplak yüzleri ona çok itici gelmiş. | Open Subtitles | هو نافر من الوجوهِ العارية للنِساءِ الإنجليزياتِ |
| Oradaki yüzleri unutun. | Open Subtitles | إنسَوا كُلّ تلك الوجوهِ الموجودة هناك |
| Gördüğüm yüzleri hep unuturum. | Open Subtitles | لكن ،، أنا فظيعٌ في تذكر الوجوهِ |
| O yüzlerden birkaçını bu gece masada gördüğüme yemin edebilirim. | Open Subtitles | l يُقسمُ l رَأى البعض مِنْ تلك الوجوهِ نفسهاِ في المنضدةِ اللّيلة. |
| Uh, ve yüzlerden bir tanesi boş, ve bu yüzün neye benzediği hakkında hiçbir tarihsel kaynak yok ve bunu tamamlamak benim işim. | Open Subtitles | Uh، ووأحد الوجوهِ فارغةُ، وهناك بالتأكيد لا تأريخي سجل الذي بَدا مثل، لذا يعود الأمر لي لإكْماله. |