|       Görünüşe göre başımı belaya sokan tek kişi ben değilim.       | Open Subtitles |        يبدو بأنني لست الوحيده التي تستطيع ادخال نفسها في المشاكل       | 
|       Anlaşılan vazgeçme sorunu yaşayan tek kişi ben değildim.       | Open Subtitles |        يبدو اني لم اكن الوحيده التي تمر بمشاكل مع الإفلات       | 
|       Onu yenebilecek tek kişi sensin.       | Open Subtitles |        انتي الوحيده التي يمكنك كسر خط انتصاراتها.       | 
|       Bu tımarhanede duguları olan bir tek o çünkü.       | Open Subtitles |        هي الوحيده التي تملك احساس حول ذلك في مستشفي الامراض العقليه       | 
|       Şu dünyada beni seven tek kişinin o olduğunu biliyordun.       | Open Subtitles |        وعرفت أنها الأنسانة الوحيده التي تحبني       | 
|       Ve büyük bir ihtimalle böyle seveceğim tek insan.       | Open Subtitles |        هي الأنسانه الوحيده التي أحببتها بهذا القدر       | 
|       Fakat sen hâlâ kızkardeşimsin ve sahip olduğum tek kişisin.       | Open Subtitles |        ولكنكِ مازلتِ شقيقتي وانتِ الوحيده التي لدي       | 
|       Bana gerçeği getirebilecek tek kişi sensin.       | Open Subtitles |        انتي الوحيده التي تستطيع الحصول على الحقيقه       | 
|       Bunun yanında April Teyzenin bu hafta üzdüğü tek kişi sen değilsin.       | Open Subtitles |        بجانب ان أنتي لست الوحيده التي آذتها الخاله " ابريل" هذا الاسبوع       | 
|       Safa Yunis, 12 yaşında, dokuz kişilik ailesinden geriye kalan tek kişi.       | Open Subtitles |        صفاء يونس في الثاني عشر من عمرها هي الوحيده التي ظلت علي قيد الحياه من عائله مكونه من تسعه افراد       | 
|       Bu kız, sarayımdan kutuları çaldı ve nerede olduklarını bilen tek kişi de o.       | Open Subtitles |        هذه الفتاه سرقت الصناديق من قصري وهي الوحيده التي تعرف مكانهم.       | 
|       Ama güvendiğim tek kişi sensin ve bu film için en iyiye ihtiyacım var.       | Open Subtitles |        لكـن , أنتـي الوحيده التي اثـق بهـا و أردت الأفضل لـ هذا الفيلـم       | 
|       Bölge savcısına senin için kefil olup bu işten sıyrılmanı sağlayabilecek tek kişi benim.       | Open Subtitles |        أنا الوحيده التي تستطيع دعمك عند المدعي العام ومساعدتك للخروج من هذه الورطة       | 
|       Peki, Nai Betsey'le bağı olan tek kişi.       | Open Subtitles |        حسناً . ناعومي هي الوحيده التي كانت قريبة من بيتسي       | 
|       Çağrımı cevaplamayan tek kişi olduğunu bildiğin sürece sorun yok.       | Open Subtitles |        مادمتي تعرفين أنكِ الوحيده التي لا تجيب على اتصالي       | 
|       Etrafımda olupta etkilenmeyen tek kişi sensin. - Birlikte olmamız gerekiyor.       | Open Subtitles |        انتي الوحيده التي لم تصب بالجنون من حولي       | 
|       Bu tımarhanede duguları olan bir tek o çünkü.       | Open Subtitles |        هي الوحيده التي تملك احساس حول ذلك في مستشفي الامراض العقليه       | 
|       Maalesef, bir tek sizin iptal yetkiniz var.       | Open Subtitles |        لسوء الحظ، أنت الوحيده .التي لها القدرةُ لإبْطالها       | 
|       ama bir tek hayatımız var,değil mi?       | Open Subtitles |        كم حياه ثمينه حتى تتأخر جدا لكن هذه الحياه الوحيده التي لديك,صح؟       | 
|       Jamie'yi seven tek kişinin sen olduğunu mu sanıyorsun?       | Open Subtitles |        أتحسبين أنكِ الوحيده التي تحب جايمي؟       | 
|       Seni görebilenin tek insan benim, bunun farkındasındır.       | Open Subtitles |        هل تتفهمين بأني الوحيده التي أستطيع رؤيتكِ؟       | 
|       O da eski bir şilahşördür ve sahip olduğum tek giysi bunlar.       | Open Subtitles |        و فارس سابق أيضاً إنها الملابس الوحيده التي أمتلكها       | 
|       Seni mutlu edeceğini bildiğim tek yol oydu.       | Open Subtitles |        لقد كانت الطريقه الوحيده التي أعرفها,لأجعلك سعيده ..إذا       |