| Şu anda burada uçağı idare edebilecek tek kişi sizsiniz. | Open Subtitles | أنت الوحيدَ على هذه الطائرةِ المحتمل انك تسْتَطيع التحليق |
| Marcy Kaplan'la konuşan tek kişi sen değilsin. | Open Subtitles | أنت لَسْتَ الوحيدَ الذي يَتكلّمُ مع مارسي كابلان. |
| Gördün mü? Klâs konuşmayı bilen tek kişi sen değilsin. | Open Subtitles | أنت لَسْتَ الوحيدَ مَنْ يَسْتَطيع كَلام فاخرَ. |
| Galiba, bugün reklam yapan tek kişi ben değilim. | Open Subtitles | لَستُ الوحيدَ تَحْصلُ على بعض الدعاية والإعلانِ اليوم. |
| Üstelik sen biraz olsun çekici bulduğum tek kişisin. | Open Subtitles | وأنت الشخصَ الوحيدَ الذي انجَذبتُ جزئياً إلىة. |
| Ulaşabilecek tek kişi de o'ydu. | Open Subtitles | لذا هو كَانَ الوحيدَ الذي كَانَ عِنْدَهُ وصولُ. |
| Geçmişini paylaştığı tek kişi bendim. | Open Subtitles | أنا كُنْتُ الوحيدَ الذى تَكلّمتْ معه حول هذا الموضوع |
| Kayıtsız şartsız sevdiğim tek kişi sensin. | Open Subtitles | أنت الوحيدَ أنا أَبَداً محبوبُ بدون شرط. |
| Düşünüyordum da şanslı bir yaşam süren tek kişi sen değilsin Shawn. | Open Subtitles | تَعْرفُ، أنا أَعتقدُ. أنت لَسْتَ الوحيدَ الذي تعيش حياة ساحرة ،شون. |
| Bak, dostum, güvenebileceğim tek kişi sensin. | Open Subtitles | النظرة، رجل، أنت الشخصَ الوحيدَ الذي أنا يُمْكِنُ أَنْ أَئتمنَ. |
| Ama ofiste bilen tek kişi bendim. | Open Subtitles | أنا لا أَعْرفُ لِماذا هي كانت شديدة السرية لَكنِّي كُنْتُ الشخصَ الوحيدَ في المكتبِ الذي عَرفَ |
| Bu ailede zaman kavramı olan tek kişi olmak sinir bozucu bir durum. | Open Subtitles | هو يُحبطُ أنْ يَكُونَ الشخصَ الوحيدَ في هذه العائلةِ التي تَفْهمُ a ساعة. |
| Ama bize, Ryan'a neler olduğunu anlatabilecek tek kişi sen olabilirsin. | Open Subtitles | لَكنَّك قَدْ تَكُون الوحيدَ الذي يُمْكِنُ أَنْ يُخبرَنا الذي حَدثَ إلى رايان. |
| Bu kabul etmek zor geliyor ama beni gerçekten tanıyan tek kişi o. | Open Subtitles | يَآْذيني لقَول هذا، لكن الشخصَ الوحيدَ الذي يَعْرفُ حقاً بأنّ ني ه. |
| Bu takımda 400 m.den bir kafayı vurabilecek tek kişi sensin. | Open Subtitles | أنت الوحيدَ في الفريقِ الذي يُمْكِنُ أَنْ يُنفّذَ ضَربَة الرأس من مسافة 400 مترَ |
| Bunu benim için yapabilecek tek kişi sensin. | Open Subtitles | أنت الوحيدَ الذي يُمْكِنُ أَنْ تجعلْ هذا يَحْدثَ لي. رجاءً؟ |
| Görünen o ki, utanılacak bir şeyi olan tek kişi ben değilim. | Open Subtitles | أدوار خارج لَستُ الوحيدَ ببضعة هياكل عظمية في ol ' حجرة عائلية. |
| Oğluma yapılan şeyin intikamını istiyorum ve bunu alabilecek tek kişi sensin. | Open Subtitles | أريد الأنتقام لما حدث لإبنيّ وأنت الوحيدَ مَنْ يَسْتَطيع ذلك |
| Sarayın dışındaki tek kişi sizdiniz. | Open Subtitles | أنت كُنْتَ الرجلَ الوحيدَ خارج القصرِ. |
| Ve sen bu hatamı düzeltmeme yardım edebilecek tek kişisin. | Open Subtitles | وأنت الوحيدَ مَنْ يَسْتَطيع يُساعدُني بالكامل أُصحّحُه. |
| - Sen tek güvenebildiğim kişisin. | Open Subtitles | - أنت الوحيدَ الذي يمكنني أن أثق به - لماذا يا صديقي؟ |