| Bu köpek, içindeki o hastalıklı kısmı çıkartabilmemiz için elimizdeki tek silah! | Open Subtitles | هذا الكلب هو السلاح الوحيد الذي لدينا من اجل اقتلاع هذا المرض |
| Eğer onu da bu işe bulaştırırsak, elimizdeki tek işe yarar ipucuna da köstek olacağından korkuyoruz. | Open Subtitles | أشركناه في هذا الأمر، فربما يفسد الخيط الوحيد الذي لدينا |
| elimizdeki tek gerçek ipucu, suç mahallindeki sayılar. | Open Subtitles | الدليل الوحيد الذي لدينا هو بضعة أرقام بمسرح الجريمة |
| sahip olduğumuz tek şey bu 209 yarışması. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي لدينا هو هذه المنافسة. |
| sahip olduğumuz tek şey bu 209 yarışması. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي لدينا هو هذه المنافسة. |
| Başlamak için tek yer burası. | Open Subtitles | سحقاً، إنه المكان الوحيد الذي لدينا لنبدأ به |
| Bu adamı bulmamız şart, elimizdeki tek ipucuysa şu kavrulmuş bilgisayar. | Open Subtitles | علينا أن نجد هذا الرجل و الشيء الوحيد الذي لدينا الان كمبيوتر محروق تماما |
| elimizdeki tek ipucu, bu adamların nereye gidecekleri hakkında sahip olduğumuz bilgi. | Open Subtitles | إن التقدم الوحيد الذي لدينا هو أنّنا نعلم إلى أين يتوجه هؤلاء الرجال |
| elimizdeki tek ipucu, bu adamların nereye gidecekleri hakkında sahip olduğumuz bilgi. | Open Subtitles | إن التقدم الوحيد الذي لدينا هو أنّنا نعلم إلى أين يتوجه هؤلاء الرجال |
| Yeni şüphelimiz bu ya da elimizdeki tek görgü tanığı. | Open Subtitles | إذا فهو إما متهم جديد أو شاهد العيان الوحيد الذي لدينا |
| Çünkü aksi halde elimizdeki tek isim Onbaşı Bradley Vernik ve mahkemede de kullanacağız. | Open Subtitles | لأنه ، بخلاف ذلك العريف برادلي فيرنيك هو الاسم الوحيد الذي لدينا وهو الإسم الذى سنستخدمه |
| Bu adamı bulmamız şart, elimizdeki tek ipucuysa şu kavrulmuş bilgisayar. | Open Subtitles | علينا أن نجد هذا الشخص والشيء الوحيد الذي لدينا الآن هو كمبيوتر محمص |
| Kurbanlarla bire bir teması olan elimizdeki tek şüpheli o. | Open Subtitles | حسناً، إنّه المشتبه به الوحيد الذي لدينا الذي له صلة مباشرة بضحيّتينا |
| Adamla ilgili elimizdeki tek şey tekne çalması. | Open Subtitles | مايك الشئ الوحيد الذي لدينا على الرجل هو سرقة قارب |
| Bir saldırı yapılacak ve elimizdeki tek ipuçu o! | Open Subtitles | هُناك هجوم على وشك أن يقع وهي ألدليل الوحيد الذي لدينا |
| Alex'i Roma'ya gönderemezsek, Kara Hançer'in izini kaybederiz ve elimizdeki tek iz de o. | Open Subtitles | إن لم يذهب أليكس لـروما سنفقد أثر الخنجر الأسود و هذا الأثر الوحيد الذي لدينا |
| Ama o zaman, sahip olduğumuz tek tüfekle ölmüş olacaksın. | Open Subtitles | ولكن حينها ستكون ميتًا بالخارج بالسلاح الوحيد الذي لدينا |
| Burada sahip olduğumuz tek şey birbirimize olan bağlılığımız. | Open Subtitles | لشيء الوحيد الذي لدينا هنا هو ولاؤنا لبعضنا |
| Burada sahip olduğumuz tek şey birbirimize olan sadakatimiz. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي لدينا هنا هو ولاؤنا لبعضنا البعض |