| Fakat şu anda düşündüğüm tek şey Aziz için bir şeyler yapmak. | Open Subtitles | إهتمامي الوحيد في هذه اللحظه هو أن أفعل شيئاً من أجل عزيز |
| Bu odada Ethel Ann'e aşık tek kişi ben miyim? | Open Subtitles | لأنني الوحيد في هذه الغرفة الذي يحب اثل ان ؟ |
| sef, hastanedeki bu konudan muaf tek kisinin siz oldugunu söyledi. | Open Subtitles | الزعيم قال أنكِ الشخص الوحيد في هذه المستشفى المعفي من هذا |
| Odada sana âşık olan tek kişinin ben olması gerekiyordu. | Open Subtitles | كان يُفترض أن أكون الوحيد في هذه الغرفة الذي يحبّكِ |
| Tüm bu oyundaki tek gerçek tehlike aslında ona aşık olman. | Open Subtitles | الخطر الحقيقي الوحيد في هذه المسرحية هو أن تقع في حُبها |
| Bu odada olup da seninle yatmış tek kişi kim bakalım? | Open Subtitles | من هو الشخص الوحيد في هذه الغرفة الذي نام معك ؟ |
| Evlat, bu turnuvada ki tek satranç ustası, aile ağacında hemen yanında asılı. | Open Subtitles | سيد الشطرنج الوحيد في هذه البطولة هو معلق الحق بجانبك على شجرة العائلة |
| Çok inandırıcı buluyorum ama bu odadaki tek ebeveynin de ben olduğumu düşünüyorum. | Open Subtitles | أنا أجدها قابلة للتصديق بالفعل ولكني أعتقد أنني الأب الوحيد في هذه الغرفة |
| Bu planla ilgili tek sorun ise bunun mümkün olmadığı. | TED | المشكلة الوحيد في هذه الخطة هو أنها غير ممكنة. |
| Bu konuşmada görselini gösteremeyeceğim tek şey bu, çünkü bu zırhın bir fotoğrafı bulunmuyor. | TED | الآن، هذا هو الشيء الوحيد في هذه المحادثة الذي ليس لديّ شريحة لأعرضها عليكم، بسبب عدم وجود صورة لهذا الدرع. |
| Bu bölgedeki tek kantin, erzak aramaya çıkmaktır. | Open Subtitles | المطعم الوحيد في هذه المنطقة يبحث عن المؤن |
| Bu kokuşmuş şehirde iyi davranan tek kişi sendin. | Open Subtitles | إنك الشخص الوحيد في هذه البلدة السيئة الذي ساعدني و أحسن لي. |
| Bu salondaki gülmeyen tek kişi sensin. | Open Subtitles | أنت الشخص الوحيد في هذه القاعة الذي لا يضحك |
| Bu olaya karışan kişiler içinde kendisine Baird erkeği diyebilecek tek kişi o. | Open Subtitles | وهو الطرف الوحيد في هذه الحادثة الذي لا يزال يستحقّ أن يدعى بطالب في مدرسة بيرد |
| Ting En' in hala buranın tek... ustası olduğunu hatırlamalısın | Open Subtitles | افعل ما هو صحيح ولكن تذكر أن تينج اي هو مازال المعلم الوحيد في هذه المدرسه |
| Bu okuldakilerin uzaylı biri olabileceğini düşündüğü tek kişi sensin. | Open Subtitles | الرجل،الشخص الوحيد في هذه المدرسةِ متحول هو أنت،يارجل تبآ لك زيك. |
| Okuldaki tek yaratığın ben olduğumu düşünürdüm. | Open Subtitles | إعتقدتُ اني المتحول الوحيد في هذه المدرسة العليا |
| Güvenli tek yer burası. | Open Subtitles | انه المكان الامن الوحيد في هذه اللحظه هل هذا جيد؟ |
| Ortadan kaldırma bu tek çözüm. | Open Subtitles | الإحتواء هو الخيار الوحيد في هذه الورطة. |
| Burada beni becermek istemeyen tek erkek sensin? | Open Subtitles | كيف يمكنك ان تكون الرجل الوحيد في هذه الغرفة الذي لا يريد ان يضاجعني؟ |