| varis olarak adlandırıldıktan sonra olayı kontrol edilebilir bir noktaya taşıyabiliriz. | Open Subtitles | وبعد ذلك يمكننا أن ننتقل الى موضع أفضل والتى من شأنها اختيار الورثة |
| Bay John Daswood babamızın tek oğlu, ve oğullar her zaman varis olur. | Open Subtitles | السيد جون داشوود لديه ابن واحد فقط و الأبناء هم الورثة |
| William aile servetinin varislerinden birisi, evet... İş yönetmekle hiç bir alakası yok.. | Open Subtitles | ويليام أحد الورثة في العائلة , هذا صحيح و لكن لا شأن له في إدارة العمل |
| Seni şu anki varislerinden biriyle tanıştırıyorlar. | Open Subtitles | تقدّم إلى أحد الورثة |
| İmparatorun öldüğü haberini alır almaz, başbakan rakip varisleri bulacak. | Open Subtitles | حالما نَحْصلُ على الأخبارِ تلك إنّ الإمبراطورَ ميتُ، رئيس الوزراء سَيَجِدُ الورثة المتنافس. |
| Nayda, Jewel ve ben, yasal varisleriz. | Open Subtitles | ونحن, "نيدا", "جويل", وأنا ... نحن الورثة الشرعيين له. |
| Amcam vasiyeti olmadan öldü ve genç bayan ve ben tek mirasçılarıyız. | Open Subtitles | ...العم ميت بدون وصية و أنا والسيدة الشابة الورثة الوحيدين |
| varisler, evi satışa çıkarmadan önce tamamen arındırmamız için ısrar ediyorlar. | Open Subtitles | الورثة يصرون على تطهيره بالكامل قبل ان اضعه رسمياً في السوق |
| Her üç varis için de birer mektup bırakmış. | Open Subtitles | يبدو بأنهُ ترك واحدة لكلٍ من الورثة الثلاثة المحتملين عندما و إذا ورثوا |
| O av partisinin üç ölü varis tecrübesi var. | Open Subtitles | هؤلاء الصيادون قتلوا لوحدهم ثلاثاً من الورثة |
| Seni şu anki varislerinden biriyle tanıştırıyorlar. | Open Subtitles | تقدّم إلى أحد الورثة |
| Tek varisleri biziz. | Open Subtitles | نحن الورثة الوحيدين |
| Bize bakın. Hepimiz kadın varisleriz. | Open Subtitles | انظر ألينا، نحن الورثة الأناث |
| Çünkü bizler dünyanın gerçek mirasçılarıyız. | Open Subtitles | لأننا الورثة الشرعيين للأرض.. |
| Bazıları, siz Pole'ler için, yasal varisler onlar bir gün tacı onlar takacak diyor. | Open Subtitles | ويقول البعض إن آل نيبول هم الورثة الشرعيين للعرش وأنهم يوما ما سيرتدون التاج، أليس كذك؟ |