| Bir oğlu olursa ve bizim olmazsa büyüyüp potansiyel varis olabilir. | Open Subtitles | لو رُزقت بإبن، وبقينا بدون أطفال قد يكبر ويكون الوريث المحتمل |
| Bir varis olduğunu bilirlerse seni ve Young'u başkanlıktan atabilirler. | Open Subtitles | هم قد يدفعون بك أنت ويونغي بمعرفتهم أن الوريث موجود |
| Kızının gücü de kalıtsal ve 64 Hünerin tek varisi. | Open Subtitles | بينما ورثت ابنته قواه الناعمة وهو الوريث الوحيد للأيادي ال64 |
| Köle pazarı bugün kalabalık çünkü, yaşlı imparatorun varisi ve vekili genç Kaligula gladyatör satın almaya geliyor. | Open Subtitles | سوق العبيد مزدحمة لان الوريث والوصي للامبراطور الشاب كاليغولا قادم لشراء المصارعين |
| Artık Matthew'e alışmıştık. Tanrı bilir sıradaki mirasçı kimdir. | Open Subtitles | لقد اعتدنا على ماثيو الآن الله يعلم من سيكون الوريث القادم |
| vâris, GangWondo'daki Boram Lisesi'ne nakledilecek. | Open Subtitles | الوريث يجب أن يحّول إلى مدرسة بورام في جانجوندو |
| Bir oğlu olursa ve bizim olmazsa büyüyüp potansiyel varis olabilir. | Open Subtitles | لو رُزقت بإبن، وبقينا بدون أطفال قد يكبر ويكون الوريث المحتمل |
| Sevgili kuzenim babanızın vefatından sonra bütün mülküne ben varis olacağım için eşimi onun kızları arasından seçerek bu sorunu çözüme kavuşturmadan içim rahat etmezdi. | Open Subtitles | أبن عمى العزيز وكونى على ما أنا عليه أى الوريث لكل التركة بوفاة والدك لم أكن لأستمتع دون أن أختار واحدة من بنات عمى |
| Üçüncü kişi varis. Aferin Marty. | Open Subtitles | وهذا الراكب الزائد هو الوريث أحسنت يا مارتى |
| Ve ayrıca da, yeni varis şatoyu ele geçiriyor. | Open Subtitles | ،وعلاوة على هذا سيتولى الوريث الجديد على القصر |
| Bu yüzden sen varis olduğun için yolumdasın! | Open Subtitles | لذلك, انت الوريث الوحيد الذي تقف في طريقي |
| Prensesin tacın varisi olduğunu sana hatırlatmalıyım. | Open Subtitles | لابد أن أذكرك أن الأميرة هى الوريث الأقرب إلى العرش |
| Onun tahtın varisi olmayacağını söyleyebilir misiniz? | Open Subtitles | أيمكنك أنكار بأنه سيكون الوريث أذا ماتت ؟ |
| Antik çağ ustalarının gerçek varisi! | Open Subtitles | إنّه الوريث الحقيقي لأسياد العصور القديمة |
| İmparatoğrluk tahtının 17. sıradaki varisi, Lord Lelouch Vi Britanya huzura çıkıyor. | Open Subtitles | لقد أتيت بـ"ليلوتش دي بريطانيا" , الوريث الشرعي لأمبرطور بريطانيا السابع عشر |
| Şans bu ki, ailenin son bir üyesi bir mirasçı olabilir. | Open Subtitles | لعب الحظ دورا وأحد من نسله لايزال موجود وهو الوريث |
| Annenin çocuğu erkek olursa, vâris o olacak ve ben hep çalışacağım! | Open Subtitles | إذا كان طفلُ والدتكِ صبياً، حينها سيكون الوريث وأعود لأكسب عيشي حسب ظروفي |
| - Cromwell Otellerinin İngiliz mirasçısı. | Open Subtitles | وهو الوريث البريطاني لثروة فنادق كرومويل |
| Sen de İngiliz tahtı için gerçek varisin sen olduğunu söylüyorsun. | Open Subtitles | ويقولون أن الوريث الصحيح للعرش الإنجليزي ، هو أنتِ |
| Joffrey Baraşeon Tüm Tanrıların lütfuyla Demir Taht'ın gerçek varisidir. | Open Subtitles | جوفري براثيون هو الوريث الشرعي للعرش الحديدي بمباركة كل الآلهة |
| Büyükler'e göre, eğer onun varisini doğurursa krallığında sonsuza kadar kara büyü hüküm sürecek. | Open Subtitles | حسب ما قاله الكبار إذا هي حبلت الوريث فالسحر الأسود سيحكم إمبراطوريته للأبد |
| Ben ailenin tek varisiyim. | Open Subtitles | . أنت تعرف أنني الوريث الوحيد |
| Atlantis'in gerçek varisinin tanınmadığı için. | Open Subtitles | على الوريث الشرعي ل أتلانتس غير معترف به. |
| Ve bunu yapmanın yolu da sahip olunanları, doğan ilk erkek çocuğa ya da en büyük erkek varise bırakmaktan geçer. | Open Subtitles | والسبيل لهذا هو أن يورّثها إلى نجله الأول أو الوريث الأكبر من الرجال. |
| Efendimizin şu andaki tek vârisi genç efendi Masamoto. | Open Subtitles | الوريث الوحيد لمولانا الآن (هو الأمير الصغير (ماساموتو |
| Bayan Jeannie Charron'un 9 Nisan 2005 itibariyle dünyaya getireceği bebeği tek varisim olarak belirliyorum. | Open Subtitles | وإنني أدرك الطفل السيدة يتحمل شارون جيني المواليد الذين من المقرر على 9 أبريل 2005، وجعله بلدي الوريث. |
| Tahtı hak eden veliaht olduğunuzu babanıza göstermeniz için bir fırsat sundum sadece. | Open Subtitles | أنا أقدم لك فرصة فحسب لتثبت لوالدك أنك الوريث الأكثر استحقاقًا |
| Yasal olarak konuşursak, büyükannen uymadığı için en büyük mirasçım olarak geriye sen kalıyorsun. | Open Subtitles | من الناحية القانونية, ومن ناحية جدتك, انتَ الوريث الاصغر المتبقي لي. |