| Şey, medya odasında normalde kilitli tuttukları bir kabinleri var. | Open Subtitles | حسناً، إن لديهم خزانة عادة ما يقفولنها في غرفة الوسائط |
| Geçtiğimiz birkaç yıl içerisinde robotlarla insanlar arasındaki bu ilişkiyi inceledim, ve şimdi medya laboratuvarında kendi takımımdaki inanılmaz yetenekli öğrencilerle birlikte çalışmaya devam ediyorum. | TED | و هكذا خلال العدة سنوات الماضية كنت اواصل استكشاف هذا البعد الشخصي للروبوتات الان في مختبر الوسائط مع فريقي من الطلاب الموهوبين بشكل لا يصدق |
| Politika seçeneğine bakabiliriz, burada da sosyal medya şirketleri size elbette verileriniz size aittir | TED | نستطيع أن نسلك المسار السياسي، حيث تقول شركات الوسائط الاجتماعية، أتعلمون أمرًا؟ أنتم تمتلكون بياناتكم. |
| sorun şu ki çoğu sosyal medya şirketinin gelir modeli kullanıcı verilerinin bir şekilde paylaşılması ya da kullanılmasına dayanıyor. | TED | والمشكلة هي أن نظام موارد معظم شركات الوسائط الاجتماعية يعتمد على مشاركة أو استغلال بيانات المستخدمين بطريقة ما. |
| E-postalarını baştan sona kontrol ettim sosyal medyada zaten yoktu. | Open Subtitles | و لم يكن يحب الوسائط الإجتماعية الدليل سيكون بالمكالمات الهاتفية |
| Multimedya sisteminiz yükleniyor. | Open Subtitles | نظام الوسائط المتعددة الخاصة بك يقوم بالتحميل. |
| Sık sık sosyal medya şirketlerinin dikkatini çekiyorum. | TED | يمكنني غالبًا لفت انتباه شركات الوسائط الاجتماعية. |
| medya bu yeni çağa girerken biz değişimleri arıyoruz, kalıcı, kalma gücü olan değişimleri. | TED | بينما دخلت الوسائط هذا العهد الجديد, كنا نبحث عن التحولات متماسكة ولها تلك القدرة على البقاء. |
| Bence, medya, tüm medya, bize dünyamıza geri bakan bir pencere verdiği için önemlidir. | TED | أعتقد أنه مهم لأن الوسائط, كل الوسائط, وفرت لنا نافذة لننظر بها إلى عالمنا مجددا. |
| Ama medya bize, yaşadığımız dünyaya geri bakan bir pencere veriyor. | TED | لكن الوسائط توفر لنا نافذة للعودة للعالم الذي نحن فيه |
| Sentetik medya dalgasında ciddi bir artış göreceğiz. | TED | سنرى صعود موجة هائلة من الوسائط الاصطناعية. |
| Bu, belli bir mesafede, birilerinin birşeyler hissettiğinin farkına varmak, belli bir yönde etki etmek istemek, medya kullanarak, nete yüklemek ve büyük bir etkisinin olduğunu görmek. | TED | كان هذا, على بعد, إدراك أن أحدهم يشعر بشيء, يرغب أن يؤثر بهم بطريقة محددة, بإستخدام الوسائط لفعل ذلك, وضعها على الشبكة وإدراك أن هناك أثر أكبر |
| Çevreleri tarafından öylesine hipnotize edilmişlerdir ki, medya aracılığıyla, televizyon aracılığıyla, idealleri yaşayan ve yaratan insanlar aracılığıyla... | Open Subtitles | يوجد الكثير من المنومين مغناطيسياً بواسطة محيطهم عبر الوسائط المرئية , و عبر التلفاز و عبر أناس يعيشون و يخلقون أفكاراً |
| Kendisi bu eseri "yeni medya serisi" için yaptı. | Open Subtitles | صنعتها لأجل سلسلة الأعمال الوسائط الجديدة الفنية |
| medya merkezi son çalan 20 şarkıyı kayıtlı tutar, ama görünüşe göre biri bunu silmiş. | Open Subtitles | مركز الوسائط يحفظ بذاكرة لأخر 20 اغنية تم تشغيلها لكن يبدو ان احدهم قام بمسحها |
| Hannah'nın sosyal medya izini takip ediyorum. | Open Subtitles | أنا أتفقد نشاطات هانا عبر الوسائط الاجتماعية |
| Weissman puanlarımız tüm medya, ses, video, meta veride istikrarlı şekilde yüksek. | Open Subtitles | حسنا , أعمالنا تقدمت واصبحت تشمل كل الوسائط الصوت , الفيديو والبيانات الوصفية |
| Daha şimdiden, biz öldükten sonra sosyal medya hesaplarımıza ve çevrimiçi profillerimize ne olacağına dair hizmetler görmeye başladık. | TED | ونحن نرى فعلا الآن بعض الخدمات التي صممت لتجعلنا نقرر ما الذي سيحصل لملفاتنا الشخصية على الأنترنيت وحساباتنا في الوسائط الإجتماعية بعد أن نموت. |
| İşte sosyal medyada sizler hakkında tahminler yürütürken bizim de yaptığımız bu. | TED | إذن فهذا هو ما نقوم به حين نتنبأ بأشياء حولك في الوسائط الاجتماعية. |
| Diyor ki; bu Multimedya sunumu için üç gün uğraştım siz de oturup, çenenizi kapatıp, keyfini çıkaracaksınız. | Open Subtitles | وهو يقول أنني عملت لمدة ثلاثة أيام على هذا العرض المتعدد الوسائط وأنكما ستجلسان و تخرسان و ستستمتعان به |
| İşte MIT Media Lab'de ve şimdi de Stanford'da yaptığım iş bu. | TED | وهذا ما أقوم به في مختبر الوسائط في معهد ماساتشوستس للتقنية وحالياً في جامعة ستانفورد. |