| gerçek zamanlı olarak bir ulus yapılan yayına cevap olarak inanılmaz bir şekilde iletişime geçti. | TED | أمة تنفجر في المحادثات في الوقت الحقيقي ردا على ما يدور في البث. |
| Dolayısı ile aslında İsveç ve Tayvan'da ve Rusya ve başka yerde bir virüsü engellediğimizi gerçek zamanlı olarak görebiliyoruz. | TED | لذا نحن نرى في الوقت الحقيقي اننا قد اوقفنا فيروس في السويد و تايوان و روسيا و اماكن اخرى |
| Aslında laboratuvar sistemlerimize web üzerinden tekrar bağlanacak olursak gerçek zamanlı olarak her gün ne kadar virüsü, ne kadar yeni kötü amaçlı yazılım örneğini bulduğumuz konusunda bir fikir edinebilirsiniz. | TED | في الواقع اذا اتصلت مرة اخرى بانظمة مختبراتنا عن طريق الشبكة يمكننا ان نرى في الوقت الحقيقي فقط فكرة عن كم من الفيروسات كم من امثلة البرامج الخبيثة نجدها كل يوم |
| Tüm bu zamanlarda, sizden farklı bir hızda ve ritmde çalışabilirim ve bunu gerçek zamanda sizinle olma İllüzyonunu sürdürürken yapabilirim. | TED | في جميع الأوقات، يمكن أن تعمل في إيقاع مختلف وخطي منك، وبينما أنا اتحمل الوهم أنني داعبت في الوقت الحقيقي |
| gerçek zamanda, kibritlere ulaşması 12 dakika sürer. | Open Subtitles | في الوقت الحقيقي ستستغرق 12 دقيقة لتصل إلى الثقاب |
| Hissettiği şeyleri eş zamanlı olarak benim de hissetmemi istiyordu. | Open Subtitles | هي اردت ان اشعر بما تشعر بة في الوقت الحقيقي |
| Bunun anlamı, her bir değer gerçek zamanlı eşlenmek için sunuculara otomatik olarak yollanıyor. | TED | ما يعنيه ذلك هو أنه كل قراءة يمكن أن تنقل أوتوماتيكيا إلى خوادم ليتم تعيينها في الوقت الحقيقي. |
| gerçek zamanlı olarak vücudumun çeşitli kısımlarının ne yaptığını algılayabilir. | TED | يمكنه التعرف على ما هو تقوم به مختلف أعضاء جسدي في الوقت الحقيقي. |
| Bu resimleri yaparken, zihnimde tam anlamıyla, gerçek zamanlı bir bulmaca varmış gibi oluyor. | TED | الآن عندما أصمم هذه الصور، ستكون تماماَ مثل لغز الوقت الحقيقي وهو يدور في ذهني. |
| Size göstermem vakit darlığı nedeniyle mümkün değil ama bir tanesi bölgesel blogları gerçek zamanlı olarak tarıyarak bloglarda yer alan ve bahsedilen bu haber ve hikayeleri haritalandırıyor. | TED | هذا التطبيق الرائع الذي ليس لدي الوقت لأريكم إياه يأخذ مدونات محلية نشطة في الوقت الحقيقي ويرسم خرائط تلك القصص، تلك الإدخالات إلى الأماكن التي يشار إليها في المدونات. |
| Henry ve Finn atıkların isabet edebileceği noktalar üzerinde gerçek zamanlı eylemsizlik taraması yapıyor. | Open Subtitles | هنري وفين يعملان على تحديد الوقت الحقيقي للمسار الذي من الممكن ان يضرب به الحطام |
| Bak, atık alanının gerçek zamanlı değerlendirmesini 20 dakikada bir almak için bu görüntüleyiciyi tekrar programladım. | Open Subtitles | أنظر لقد أعدت برمجة المصور لكي يعطي الوقت الحقيقي التقييمي لحقول الحطام كل 20 دقيقة |
| gerçek zamanlı uydu görüntülerini kullanıyorum. | Open Subtitles | في الوقت الحقيقي باستخدام صور الأقمار الصناعية |
| - Daha önce de rastlamıştık. İki Eski cihazı arasında gerçek zamanlı, neredeyse ani bağlantılar. | Open Subtitles | إنه إتصال في الوقت الحقيقي ، يربط لحظيا بين إثنين من أجهزة الإنشنتس |
| Federallerin arabalarının ve Kim'in evinin gerçek zamanlı UGT çekimleri. | Open Subtitles | وصلنا في الوقت الحقيقي لقطات وكالة الامن القومي أكثر من سيارة الاجهزة الاتحادية ومجلس النواب كيم. |
| Kur dedim. Görüş alanımı gerçek zamanlı olarak oynat. | Open Subtitles | فقط جارني ، سجل مجال رؤيتي و إعرضه في الوقت الحقيقي |
| Kullanışlı olması için gerçek zamanda olmalı. | Open Subtitles | يجب ان تكون في الوقت الحقيقي حتى تكون نافعة |
| gerçek zamanda oluyor ve söyleyeceğin şeyi kontrol edemiyorsun." | TED | تحدث في الوقت الحقيقي ولا يمكنك التحكم في ما ستقوله." |
| Her Zipcar 15 kişisel araba yerine geçiyor, ve her sürücü yaklaşık %80 daha az araba sürüyor çünkü artık tüm maliyetini ödüyorlar hemen, gerçek zamanda. | TED | كل "زيبكار" تعوض عن خمسة عشر سيارة شخصية, وكل سائق يقود حوالي ثمانين بالمائة أقل لأنهم الآن يدفعون التكلفه الكاملة, كلها في الحال, في الوقت الحقيقي. |
| Gördüğünüz, bilgisayarımdaki eş zamanlı belirleme sistemimiz. | TED | هذا هو نظام الكشف لدينا المشغّل فى الوقت الحقيقي على كمبيوتري المحمول. |
| - Jack, Jack, bu sefer torbada o. - Bu sefer hallettik! | Open Subtitles | جاك جاك حان وقت لم الامتعه هذا هو الوقت الحقيقي |
| Bizim onları gerçek zamana döndürmemiz gerekecek. | Open Subtitles | سنحتاج الى ان نعيده الى الوقت الحقيقي الحقيقي |