| İstediği kadar zaman harcayabilir... ..ama o çantayı bulmamız lazım, Fritz. | Open Subtitles | يُمْكِنُه أَنْ يُضيّعَ الوقت كما يَحْبُّ لَكنَّنا يَجِبُ أَنْ نَجِدَ الحقيبةَ يا فريز |
| - İstediğin kadar zaman alabilirsin. | Open Subtitles | أن تأخذ الكثير من الوقت كما تحتاج إليها. |
| Şahitler, aynı kaçırılma olaylarındaki gibi, zaman kaybı yaşıyorlar. | Open Subtitles | يبلغ الشهود عن خسارة الوقت كما فى حالات الإختطاف |
| Hizmetli de her zamanki gibi zaman öldürüyordu. | Open Subtitles | وكان البواب يقضي الوقت كما يفعل دائماً |
| Önümüzdeki birkaç gün sabah 1'le 4 arasında istediğimiz kadar vakit geçirebiliriz. | Open Subtitles | حسنا، لدينا الوقت كما نريد بين 1: 00 و4: |
| Sadece onunla istediğim kadar vakit geçirmek istiyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أريد أن أقضي معه الوقت كما أشاء لا. |
| Madem savcılık ek süre talep ediyor o halde ek süre verilecektir. | Open Subtitles | سيتم منح الإدعاء العام مزيدًا من الوقت كما طلب |
| Kazanabildiğiniz kadar zaman kazanın. | Open Subtitles | شراء لنا الكثير من الوقت كما يمكنك. |
| Sana gerektiği kadar zaman ayıramıyorum. | Open Subtitles | ولا أوفر الوقت كما ينبغي. |
| Ne kadar zaman ihtiyacın varsa kullan! | Open Subtitles | خذ الكثير من الوقت كما تحتاج |
| Bildiğimiz gibi zaman burada doğmuştur. | Open Subtitles | الوقت كما نعرفه قد ولد هنا |
| Kızı ya onun mekanına gitmeye ikna etmelisiniz, ya da burada oturduğunuz gibi salonda istediğiniz kadar vakit geçirebilirsiniz. | Open Subtitles | إنها ستعمل وقد أعتبر العودة إلى مكانها، أو إذا كنت تريد، يمكنك قضاء الكثير من الوقت كما تريد معا إلى هنا. |
| Madem savcılık ek süre talep ediyor o halde ek süre verilecektir. | Open Subtitles | سيتم منح الإدعاء العام مزيدًا من الوقت كما طلب |