| Hey,sence Quagmire ile bu oyunla olan sorunlarını konuşma zamanı geldi mi? | Open Subtitles | هل تعتقدون حان الوقت للتحدث إلى كواقماير بخصوص مشاكل الغضب مع هذه اللعبة؟ |
| Onunla konuşma zamanı geldiğinde bunu anlayacaksınız. | Open Subtitles | فقط حاولي بأن لا تقلقي بشأن ذلك حالياً و عندما يحين الوقت للتحدث معه بشأن ذلك |
| Torunum ve rakibimle siyaset konuşma vakti geldi. | Open Subtitles | حان الوقت للتحدث بالسياسة مع حفيدي وخصمي |
| "Sanırım kalça ameliyatınızla ilgili konuşma vakti geldi." | Open Subtitles | " أعتقد أنه حان الوقت للتحدث عن تغير ورككِ " |
| - Bence partiyi veren kızla konuşmanın vakti geldi. | Open Subtitles | أعتقد أنّه الوقت للتحدث للفتاة -التي أقامت الحفلة |
| Mutlu değilsin ve bence bunun nedenini konuşma zamanımız geldi. | Open Subtitles | أنت لست سعيدة وقد حان الوقت للتحدث عن السبب |
| Tamam, Fuzzy'yle konuşmanın zamanı geldi. | Open Subtitles | حسناً،حان الوقت للتحدث مع فازي مرة أخرى |
| Kardeşlerin başıyla konuşma zamanı geldi galiba. | Open Subtitles | حان الوقت للتحدث مع رئيس الجمعية الخيرية |
| Ama artık konuşma zamanı. | TED | و لكن لقد حان الوقت للتحدث. |
| Bu adamla konuşma zamanı geldi. | Open Subtitles | حان الوقت للتحدث إليه. |
| Şimdi de Margot'nun isteklerini konuşma zamanı mı? | Open Subtitles | هل حان الوقت للتحدث عما تريده (مارغو)؟ |
| Bir konuşma vakti ayarlayabilir miyiz? | Open Subtitles | هل بإمكاننا إيجاد الوقت للتحدث ؟ |
| Tibey ile konuşma vakti geldi. | Open Subtitles | حان الوقت للتحدث مع تيبي |
| - Sağlam bir numara. - Evet sanırım Jay ile konuşmanın vakti geldi. | Open Subtitles | يا لها من خدعة - (أجل، أظن أنه حان الوقت للتحدث مع (جاي - |
| Sanırım seninkini konuşmanın vakti geldi. | Open Subtitles | اظن حان الوقت للتحدث عن عيبك |
| biraz konuşma zamanımız geldi. | Open Subtitles | اسمع ، اريد بعض الوقت للتحدث معك |
| Arabada anlatırım. Fiedler'la konuşmanın zamanı geldi. | Open Subtitles | سأخبرك في السيّارة ( إنه الوقت للتحدث إلى السيد ( فيدلر |