| Şerefsiz. Bizi yakaladığını iddia edebilmen için daha çok erken! | Open Subtitles | ما زال الوقت مبكراً لكي تظن أن قد نلت منا |
| Hayır, sanmıyorum. Benim için bu saat çok erken. | Open Subtitles | كلا , لا أعتقد ذلك مازال الوقت مبكراً لى |
| Bu güzel görünüyor ama belki bunu söylemek için henüz çok erken. | Open Subtitles | هذا يبدو واعداً لكن ربما ما يزال الوقت مبكراً للحكم. |
| Öğle yemeğimi getirdin, biraz erken değil mi? | Open Subtitles | آه، لقد أحضرتِ غدائي. أليس الوقت مبكراً قليلاً ؟ |
| Afedersin. Seninle gezip tozmak onun için biraz erken değil mi? | Open Subtitles | عذراً، ولكن الوقت مبكراً للغاية على التسكع معك في الشوارع |
| Biliyorum, mektubu kimin yazmış olabileceğini söylemek için erken. | Open Subtitles | أظن أن الوقت مبكراً لتعلم من كتب الرساله |
| Dan'i çok beğeniyorum, ama onun evine taşınmam için daha çok erken. | Open Subtitles | إنني أعشق، دان ولكن الوقت مبكراً للإنتقال معه |
| ama merak etme bununla beni sevdiğini söylemeye çalıştığını düşünmüyorum Bunun için daha çok erken. Ama kim bilir? | Open Subtitles | لا تخف , لم يحن الوقت الذي تحبني فيه مازال الوقت مبكراً , لا احد يعلم ذلك |
| Emin olmak için çok erken, ama yaşı, boyu kilo aralığı kızın tarifiyle uyuyor. | Open Subtitles | لا يزال الوقت مبكراً على الجزم، ولكن مدى العمر والطول والوزن تطابق وصف فتاتك |
| Oh, bu--daha çok erken, ama,hmm, şuradaki küçük titreşimleri görüyor musun? | Open Subtitles | لازال الوقت مبكراً على ذلك أترين تلك الرفرفة؟ |
| En yeni elemanımı sahiplenmek için çok erken. | Open Subtitles | يبدو أنه ما زال الوقت مبكراً للتقرب من أجدد مستخدميّ، |
| Birazcık. Çekil üstümden. Küçük dalaverelerinle uğraşmak için çok erken. | Open Subtitles | أشعرقليلاً بذلك , إنهضي , لا يزال الوقت مبكراً جداً على خدعك |
| Hazır olduğumu sandım ama sanırım daha çok erken. | Open Subtitles | ظننت أني كنت مستعدة، لكن ربما ما يزال الوقت مبكراً |
| Gidin, daha çok erken. Tek başıma idare edebilirim. | Open Subtitles | هيا, لا زال الوقت مبكراً أستطيع أن أتدبر الأمر لوحدي |
| Çık şuradan oğlum. Bunun için biraz erken değil mi? | Open Subtitles | تنحَ جانباً يا صاح تباً ما زال الوقت مبكراً على هذا |
| Sabah yüzmesi için biraz erken değil mi? | Open Subtitles | أليس الوقت مبكراً قليلاً على السباحة بالصباح؟ |
| Kreşten bahsetmek için biraz erken değil mi? | Open Subtitles | أليس الوقت مبكراً قليلاً للتحدث عن ما قبل المدرسة ؟ |
| Bunun için biraz erken değil mi? | Open Subtitles | لازال الوقت مبكراً على رؤيتها لتلك الملصقات |
| Ama yine de yatağa sıvışıp aslında eve üçte gelmiş numarası yapmak için erken. | Open Subtitles | ما زال الوقت مبكراً كفاية للإنسلال للسرير والإدعاء أنّي وصلت للمنزل بالثالثة فجراً |
| Asla bir dürüm için erken ve asla bir hikayeyi sıkı takibe almak için geç değildir. | Open Subtitles | لا يكون الوقت مبكراً ،أبداً على كعكة بالجبن ولا يفوت أبداً على العمل الصحفي الجاد |
| Oh, onları birazdan göreceksin eminim. henüz erken. | Open Subtitles | أنا متأكدة أنك سترينهم لازال الوقت مبكراً |