| Ama Washington'a vardığımızda, Federaller devreye girer ve yoluma bakarım. | Open Subtitles | لكن حالما نصل الى العاصمة, الفيدراليون يأتون مكاني وانا ارحل. |
| Haber yapmak için Başkent Washington'a gidiyoruz. | Open Subtitles | احزمو حقائبكم ، كلكم نحن ذاهبون الى العاصمة لصنع الاخبار |
| Ve sonra direksiyona sen geçtin ve onu doğruca Washington'a götürdün. | Open Subtitles | ثم انت امسكت بعجلة القيادة وقدت بها مباشرة الى العاصمة |
| O da beni biraz olsun buradan uzaklaştırmak istedi ve DC'ye bir yolculuk planladı, Kennedy'ye hayrandı, ondan sanırım. | Open Subtitles | لذا أرادني أن أخرج من ذلك الطور لفترة قصيرة لذا قمنا بتلك الرحلة الى العاصمة و السبب بذلك أن (جون كنيدي) هو مثلهُ |
| Jeremy ölünce DC'ye kaçtı. | Open Subtitles | {\pos(192,230)} بعد وفاته، فرت الى العاصمة |
| Bu tabur, başkente ana yoldan ilerleyecek. | Open Subtitles | هذه الكتيبة سوف تأخذ الطريق الرئيسي مباشرة الى العاصمة |
| Birkaç güçlüğüne Müdür Yardımcısı ile görüşmek üzere Başkent'e gitmem gerek. | Open Subtitles | يجب ان أتوجه الى العاصمة ليومين للتحقق مع مكتب نائب المدير |
| O yüzden Washington'a gelmelerini istedim. | Open Subtitles | لهذا السبب كنت مصرا على ان ياتوا الى العاصمة |
| İkinci aşamada, bu 200 kadını Washington'a çağırıp, onlarla görüşürüz ve aralarından anneliğe en uygun olan 100 tanesini seçeriz. | Open Subtitles | المرحلة الثانية: دعوة هؤلاء المئتين الى العاصمة ومقابلتهم واختيار مئة امرأة |
| Washington'a vardığımızda, biyo-silahı tekrar oluşturabilmek için yepyeni bir şansımız olacak. | Open Subtitles | أوتعلمين، حينما نصل الى العاصمة.. سنحصل على فرصة مُثلى لجمع شتات ذلك السلاح البايلوجي سوياً. |
| Yarın sabah Washington'a gitmeliyiz. | Open Subtitles | لذا سنذهب الى العاصمة واشنطن صباح الغد.. |
| - Pek çok arkadaş edindim. Güzel Bess'im. Hatta Washington'a gidip kongre üyesiyle fotoğraf bile çektirdim. | Open Subtitles | أوه، جميلتي باس حتى ذهبت رحله الى العاصمة واشنطن |
| Haber yapmak için Başkent Washington'a gidiyoruz. | Open Subtitles | نحن ذاهبون الى العاصمة لصنع الاخبار |
| General, üssü ele geçirdik ve başkente giden düşman ikmal yollarını kestik. | Open Subtitles | ايها القائد , لقد حصلنا على القاعدة وقطعنا خطوط امدادات العدو الى العاصمة |
| Her hafta başkente uçan bir zengin. | Open Subtitles | الرجل الغني الذي يطير الى العاصمة كل اسبوع |
| Biliyorum, Başkent'e atandığımdan beri onlarla konuşmadım. | Open Subtitles | اتعلم,لقد فقدت صلتي بهم منذ أن انتقلت الى العاصمة |
| Evden Başkent'e doğru gidiş yapmak için bir gizli ajanın araştırması ile ilgili senaryo yazıyorsun diyelim. | Open Subtitles | قل انك تعمل على كتابة نص سينمائي حول مهمة عميل متخفي لكي يعود الى العاصمة |