| Bu ailede neden herkes tuvalet kağıdına kafayı bu kadar takıyor? | Open Subtitles | لماذا اوراق الحمام مهمة في هذه العائلة الى درجة الاحتفال بها؟ |
| Bubi tuzağı hazırlamaya özen gösteren bir babam olduğu için ne kadar şanslıyım. | Open Subtitles | انا محظوظ ان ابي يهتم كتيرا الى درجة انه وضع لغم في السيارة |
| İş aile içi sorunlar nedeniyle eve askerî inzibatın çağırılmasına kadar varmış. | Open Subtitles | تصاعدت الى درجة ان النواب ذهبوا الى منزله من اجل الاضطرابات الداخلية. |
| Hatta o kadar ki, dalıp gitmek oldukça kolay olur. | Open Subtitles | هكذا الى درجة أنه من السهل أن تندمج وتنسى نفسك |
| Kendisinden öylesine nefret edecekti ki kendini dışarı atıp en yakın köprüye çıkacaktı ve derin sulara atlayıp asla suyun dibini bulamayacaktı. | Open Subtitles | أردت ان يكره نفسه الى درجة أن يخرج و يجد أعلى جسر ثم يقفز في الميه الغميقة بدون ان يصل الى القعر |
| Işıkları kapattık, ve tüm havayı dışarı çıkartarak bir vakumun içine koyduk, sonra mutlak sıfıra çok yakın bir dereceye kadar soğuttuk. | TED | ابعدنا الانارة .. وقمنا بسحب الهواء وتبريد الجهاز الى درجة واحدة فوق الصفر المطلق |
| Fakat, ışığı kapanmış görünecek seviyeye kadar düşürebilirsiniz. | TED | لكن تستطيع تخفيض الضوء الى درجة ان يظهر مغلق |
| Kataloglanamayacak kadar çok ve değeri tahmin edilemez. | Open Subtitles | و مجموعة من كل شيء كبيرة جدا الى درجة انها لايمكن ان تقيمها |
| O fareyi yakalamam için hepimizin hayatını tehlikeye atacak kadar çok mu seviyorsun. | Open Subtitles | أتحبين ذلك الحقير الى درجة أن تخاطرى بحياتنا جميعا فقط لتمنعينى من اللحاق به؟ |
| cok tuhaf, ne kadar da Seong Min e benziyo. | Open Subtitles | غريب كيف تشبة سيونج مين الى درجة كبيرة صحيح؟ |
| Ne kadar ölü olduklarını kontrol etmelisin. | Open Subtitles | انتِ عليك التأكد و معرفة الى درجة هم اموات |
| Birini bu kadar çok sevdiğin zaman kendine ne olduğu umurunda olur mu? | Open Subtitles | هل سبق لك أن أحببت أحدا الى درجة أنك ما عدت تبالى لما قد يحدث لك؟ |
| Üç domuzu yiyecek kadar açım. | Open Subtitles | انا جائع الى درجة اني ممكن ان التهم هذه الخنازير الثلاثة |
| Ama eğer 22 veya 24 dakikada ulaşırsam ağlayacak kadar geriliyor ve daha kötümser davranıyordum. | Open Subtitles | أذا أخذت 22 أو 24 أصبح حزين الى درجة الدموع هذا أصبح هوس |
| Programı kendilerini bile korkutan bir seviyeye kadar geliştirdiler. | Open Subtitles | لقد طوروا البرنامج الى درجة انهم هم خائفين منه |
| Annen o kadar şişman ki pantalon ölçüsü 'kaltak biraz kilo ver'. | Open Subtitles | أمك سمينة الى درجة ان ملابسها الداخلية بحجم آآآآآآ كبقرة فقدت قليلا من وزنها |
| Annen o kadar şişman ki osurduğunda Al Gore küresel ısınma semineri veriyor. | Open Subtitles | أمك سمينة الى درجة كبيرة و عندما تطلق ريحا فانها بذلك ستعلن الحرب العالمية |
| Hayır, kızımın geleceğini, jüri görevinden kurtulamayacak kadar tembel ya da aptal olan 12 kişinin ellerine bırakamam. | Open Subtitles | انا لن اضع مستقبل ابنتي تحت عاتق 12 شخصا كسالى او اغبياء الى درجة انهم عملو في هيئة المحلفين |
| Çok, çok, çok, çok, çok, çok derinlerden bir yerlerden ne kadar kötü, hissedersen hisset mutlu bir ses duyabilirsin. | Open Subtitles | فقط إلى الأعماق البعيدة البعيدة البعيدة الى مكان عميق الى درجة انك تصفر لحنا جميلا |
| O kadar iyi sörf yapanlar oldu ki, hepsi ilahi bir statüye ulaştılar. | Open Subtitles | وأنت تعلم , فإنهن ركِبن بصورة ٍ جيدة الى درجة أنهن وصلن الى مرحلة الالوهية. |