| Bu otobüs de ilerdeki otobüsle aynı yere mi gidiyor? | Open Subtitles | هل يذهب هذا الباص الى نفس مكان الباص السابق ؟ |
| Eğer gizli dosyayı okusaydın, sen de aynı sonuca varırdın. | Open Subtitles | و اذا قرأت الملف الغامض فانك ستصلين الى نفس الاستنتاج |
| ..aynı berbat işe doğru giden aynı metroyu yakalamakla geçiyor. | Open Subtitles | محاولة اللحاق بنفس قطار الأنفاق للوصول الى نفس الشغل السىء |
| Bak, haberciler tembel olurlar. Her zaman aynı kaynaklarını kullanırlar. | Open Subtitles | انظرى , الصحفيين كسالى يعودون كل مره الى نفس المصدر |
| Hatırlat da Gibbs'le şu elemanı aynı akşam yemeğine davet etmeyeyim. | Open Subtitles | ذكرنى ألا أدعوه ابدا هو و جيبز الى نفس حفله العشاء |
| Ve tüm bunları değişik şekillerde yapabiliriz, gece aynı semaya bakıp da farklı şeyler görmemizin nedeni de budur. aynı gökyüzünde bunu ve bunu hatta bunu görebiliriz. | TED | ونحن نقوم بكل هذا ببساطة وهذا ما يجعلنا ننظر جميعاً الى نفس السماء فبعضنا يرى النجوم والاخر القمر والاخر الظلام |
| Fakat;şimdi İngilizce metinlerde ki aynı dağıtıma baktıysan bunun gibi görünür. | TED | لكن اذا نظرت الى نفس التوزيع في الكتابة في الانجليزية تبدو كهذا. |
| Eğer toplumdaki korunmasızlara hizmet edeceksek elbette, aynı ölçüde tutkuya ihtiyacımız olacak. | TED | بالتأكيد، فإننا نحتاج الى نفس القدر من الطموح إِذا كنا سنخدم الضعفاء من مجتمعنا. |
| Ve daha sonra onları biraz kendi etraflarında hareket ettirmeye karar verdim bu sayede tarihte ilk defa, yüzleri aynı yöne dönük. | TED | ومن ثم قررت ان احرك الامور قليلاً وها هما لاول مرة في التاريخ ينظران الى نفس الوجهة |
| görsel iletişiminizle aynı yönde olsun. | TED | ويشير الى نفس الجهة التي يُشير إليها تسويقُك المرئي |
| #aynı dağa baktılar... #...ama farklı duygularla... #...çünkü, aslında, onlar yenenler... #...ve yenilmiş olanlardı. | Open Subtitles | كما أنهم كانوا ينظرون الى نفس الجبل لكن بمشاعر مختلفة في حقيقة الأمر كانوا عبارة عن فسمبن فاتحين و أناسٌ تم غزوهم |
| aynı havayı solur aynı müziği severdik - Handel ve Mozart. | Open Subtitles | استنشقنا نفس الهواء استمعنا الى نفس الموسيقى موتسارت و هاندل |
| Dahası, hep aynı bölgede avlanıyor. | Open Subtitles | وأكثر من ذلك, انها تظهر للقدوم الى نفس البقعة للصيد |
| - Bizi de aynı şekilde mi hayata döndürdün? | Open Subtitles | أنت أتيت بنا الى نفس الطريق الذى كنا علية ؟ |
| Ne olursa olsun hep aynı sonuca geliyorum. | Open Subtitles | أيا كان ماحدث, فانه يعيدنى الى نفس النتيجه. |
| 'Gay' ve 'hak' aynı cümle içinde olamaz. | Open Subtitles | 'مثليي الجنس وحقوق لا يجب ان تنتمي الى نفس الجمله |
| Bazen bir araya gelip, bir şeyler içmeliyiz diye düşünüyorum ne de olsa aynı yerlere girip çıkmaktan hoşlanıyoruz. | Open Subtitles | ما رأيك فى أن أخرج أنا وهو يوم ما ونحتسى بعض الشراب لأننا كنا نذهب الى نفس الأماكن |
| Ama bu sefer, dört bir yana saçılmak yerine, hepsi aynı yerde toplanmıştı. | Open Subtitles | لكن في هذا الوقت ، بدلا أن يتبعثروا في كل اتجاه جميعهم انتقلوا الى نفس المكان |
| Bildiğimiz kadarıyla, 10 hareketten 9'u aynı kadere doğru gidecek. | Open Subtitles | لأننا نعرف جميعا ، أن تسعين بالمائة من مسارات العمل سوف تؤدي الى نفس المصير |
| Parayı hala aynı bankaya mı gönderecekler? | Open Subtitles | اما زالوا مجبرين على تحويل المال الى نفس المصرف في موسكو؟ |