| O gün, satım opsiyonu günlük ortalamanın 4 katından daha fazlaydı. | Open Subtitles | ذلك اليومِ، كان الرهان أكثر من المعدل اليومى بـ 4 أضعاف |
| Onların günlük davranışları bize, ne tür bir suçlunun yanlarına yaklaşabileceğini gösterecek. | Open Subtitles | سلوكهم اليومى سوف يخبرنا اى نوع من المجرمين قادر على الاقتراب منهم |
| Tekrar günlük olarak duş almak için bir nedenin olduğuna mutlu olduğumuzu söyleyerek hepimiz adına konuşmuş olurum sanırım. | Open Subtitles | أعتقد أنني أعبر عن مشاعر كل واحد منا عندما أقول إننا مسرورون عندما اكون سبب فى اعادة الاستحمام اليومى |
| Sonunda, Today Show'dan resimlerim gelmiş. | Open Subtitles | اخيرا , صورى للعرض التليفزيونى اليومى |
| Gob'un kız arkadaşı Marta İspanyolca gündüz kuşağı... ödüllerinde aday olarak gösterilmişti... | Open Subtitles | صديقة جوب قد رشحت عن دورها فى المسلسل اليومى الجائزه تمنح للتميز فى المسلسلات الاسبانيه اليوميه |
| Hem bu döküntü tabloların hemde "The Daily Planet"in sahibi. | Open Subtitles | انه الرجل الذى يمتلكها و الكوكب اليومى |
| günlük sıkıntıları hafifletmek için ara sıra kahkaha atmak gibisi yoktur. | Open Subtitles | لا يوجد ما هو أفضل من ضحكة رائقة .. لتخفف من كأبة العمل اليومى |
| günlük rutinlerde birbirimizi göz altında tutmayı kolaylaştırdık. | Open Subtitles | بالنسبه لأمور الروتين اليومى فنحن نـُسهل الموضوع بمراقبة بعضنا البعض |
| Buttercup' in tek eğlencesi günlük at gezintileriydi. | Open Subtitles | البهجه الوحيده التى وجدتها كانت فى ركوبها اليومى للحصان |
| Hangi ayağına_BAR_hangi ayakkabıyı giyeceğin... gibi günlük sıkıntılarını_BAR_bilmiyorum. | Open Subtitles | لا ادرى كفاحك اليومى مثل ان تحاول ان تعرف أى حذاء يناسب أى قدم |
| günlük güvenliğimizi tehdit edenlere karşı ABD hükümetinin açtığı savaştan beri, federal hükümetin yeterli çalışmadığı için eleştiriliyor. | Open Subtitles | منذ ان اعلنت الولايات المتحدة الحرب على من يهدد امننا اليومى تعرضت الحكومة للانتقاد على انها لا تقوم بواجبها |
| günlük üniforma teftişi, zaman yönetimi, | Open Subtitles | التفتيش اليومى على اللبس الرسمى ادارة الوقت |
| Görüş açısında saklanan günlük nesne. | Open Subtitles | غرض للاستعمال اليومى مختبئ على مرمى البصر |
| Herkes de günlük yağışı atlatmak için elinden geleni yapmak zorundadır. | Open Subtitles | والكل عليه فعل ما بوسعه لتحمل الأنهمار اليومى |
| Tanrı günlük yiyeceğimizi kutsasın. | Open Subtitles | بارك ياالله خبزنا اليومى , أمين |
| 18 Hazirandan önceki dört gün boyunca günlük ortalama ikmal sayısı, 35.000 asker 5.000 araç ve 25.000 ton erzaktı. | Open Subtitles | فى الأيـام الأربعه التـى سبقت الثـامن عشر مـن .. يونيو وصل متوسط الأنزال اليومى للقوات إلى قوات بشرية : ما يقرب من الـ 35 ألف جندى |
| Today Show'dan tekrar aradılar. | Open Subtitles | لقد أتصلوا مُجدداً. البرنامج اليومى. |
| Açıkçası, Today Show uzun süreli bir başarı rekoruna sahiptir, fakat aynı zamanda başarılı olduğumuz bu bölgeden çıkarak mümkün olduğunca güncel kalmaya çalışıyoruz ve şovumuzda senin sahip olduğun o cıvıl cıvıl enerjiyi istiyoruz. | Open Subtitles | من الواضح للعيات ، أن لدينا سجل حافل من النجاحات... . فى البرنامج اليومى ، لكننا نتطلع للأستمرار على هذا... |
| Today Show seni istiyor. | Open Subtitles | البرنامج اليومى يُريدك. |
| Ayrıca gündüz işleri için de enerjimi korumalıyım. | Open Subtitles | كما انى أستطيع هكذا الحفاظ على مستوى الطاقه لمواصلة العمل اليومى |
| Bazı şeyleri gözden geçiriyorum ve gündüz programımda bir boşluk var. | Open Subtitles | إسمع , كنت جالس لأنظم ... أحوالى ولدىَّ وقت فراغ فى دفتر مواعيد العروض . اليومى |
| fudge kendi gücünü kullanıyor Daily prophet gazetesine nüfus edebilir... halkı voldemortun dönmediğine inandırıyor ama neden? | Open Subtitles | الجميع بخير " ان فودج يستخدم كل طاقته (لضمان نفوذه فى صحيفى دايلى بروفيت ( المتنبئ اليومى |
| Müdür yardımcısı olarak, hapisanenin gün be gün işleyişinden sorumlusunuz değil mi? | Open Subtitles | كمساعد السجان ، كنت مسؤولاً عن الاداء اليومى |