| Hayır, ama fırsatı görmüş olmamdan herkes çok etkilendi. | Open Subtitles | لا, ولكن الجميع انبهر لأني اقتنصت الفرصة المناسبة |
| Duyduğu adam etik anlayışından o kadar etkilendi ki ona özel bir röportaj verdi. | Open Subtitles | الرجل الذي سمعته انبهر كثيرًا بأخلاقها لدرجة منحه إياها مقابلة حصرية. |
| Öğrenciyken yazdığınız yazılardan çok etkilendi. | Open Subtitles | لقد انبهر عندما رأى كتابك وانت طالب |
| -Büyüleyici. Martinson Kahvecilik'ten Jim Van Dyke çok etkilenmiş. | Open Subtitles | (جيم فان ديك) من قهوة مارتينسون انبهر بشدة |
| Yüce kral Darius bağlılığından çok etkilenmiş. Hızlı bir şekilde üst komutanlığa terfii etmiş. | Open Subtitles | "الملك العظيم (دارياس) انبهر بالتزامها، وترقّت سريعًا للقيادة بجانبه" |
| - Olumlu anlamda etkilendi demek istemedim. | Open Subtitles | - انا لم أقا أنه انبهر ايجابيا |
| En az benim kadar etkilendi. | Open Subtitles | لقد انبهر كما انبهرت أنا |
| Yaptıklarından etkilendi. | Open Subtitles | لقد انبهر |
| Yaptıklarından etkilendi. | Open Subtitles | لقد انبهر |
| Birileri bayağı etkilenmiş. | Open Subtitles | أحدهم قد انبهر |