| Sizi bekledim. Ev bakıcısı gitmişti ve geç oldu. | Open Subtitles | انتظرتُ مجيئك، انصرف الخادم وكانت الساعة متأخرة. |
| Bunun gibi bir fırsat için hayatım boyu bekledim. | Open Subtitles | لقد انتظرتُ طوال حياتي الحصول على فرصة كهذه |
| İstediğim şeyi bulmak için 38 yıl bekledim. | Open Subtitles | لقد انتظرتُ ثمانيةً وثلاثينَ عاماً كي أحصل على ما أردت |
| Yaklaşık iki yıldır Tanrı'dan bir işaret bekliyordum. | Open Subtitles | لقد انتظرتُ سنتين تقريباً من أجل إشارة من الله. |
| Planlarımın meyve vermesi için 16 yıldır bekliyorum. | Open Subtitles | لقد انتظرتُ 16 عام كي يثمر ما قمتُ بالتخطيط له |
| O kadar bekledim. Biraz daha beklerim. | Open Subtitles | لقد انتظرتُ كل هذه المدة لا بأس أن انتظر قليلاً.. |
| Yeşil kartımı alabilmek için tam beş sene bekledim. | Open Subtitles | لقد انتظرتُ 5 أعوام لأحصل على هوية ثبوتي |
| Bu anı 3 yıl bekledim | Open Subtitles | لقد انتظرتُ ثلاثة أعوام من أجل هذه اللحظة. |
| Seninle bu sohbeti yapmak için çok uzun zaman bekledim, ahbap. | Open Subtitles | انتظرتُ طويلًا خوض هذه المحادثة معكَ يا صاح. |
| Hayır. Bütün gece iskelede bekledim ama gelmedi. | Open Subtitles | انتظرتُ بحوض السفن طِوال الليل، و لم تأتِ أبداً. |
| Ama dünyayı onun tepesinden görmek için hayatım boyunca bekledim. | Open Subtitles | ولكنني انتظرتُ طوال حياتي لاتمكن من المشاهدة من قمتة. |
| Ama dünyayı onun tepesinden görmek için hayatım boyunca bekledim. | Open Subtitles | ولكنني انتظرتُ طوال حياتي لاتمكن من المشاهدة من قمتة. |
| Durumunun kötüleşme ihtimaline karşı birkaç saat bekledim; ama şimdilik iyi görünüyor. | Open Subtitles | انتظرتُ ساعتَين لإخباركم احتياطاً لانتكاسه، لكنّه بخير حتّى الآن |
| Bütün gün bekledim. Daha fazla bekleyemem. | Open Subtitles | انتظرتُ طوال اليوم لا أستطيع الانتظار أكثر من هذا |
| Çünkü senin gibi bir sevgiliyi hayatım boyunca bekledim. | Open Subtitles | ولأنني انتظرتُ حبيباً مثلك طوال فترة حياتي, |
| Hayır, bekleyemem. Mutlu olmak için çok uzun bir zaman bekledim. Onu kaybetmeyi göze alamam. | Open Subtitles | لا، لا يمكنني الانتظار، لقد كانت هي السعادة التي انتظرتها طويلاً، سأفقدها إن انتظرتُ أطول |
| Yıllardır bu anı bekliyordum. | Open Subtitles | لقد انتظرتُ سنواتٍ عديدة من أجل هذه اللحظة. |
| Tanrım, bir yıldır bu anı bekliyordum. | Open Subtitles | يا إلهي، لقد انتظرتُ عاماً كاملاً من أجل هذا. |
| # Uzun zamandır bu akşamı bekliyordum. # | Open Subtitles | نعم، لقد انتظرتُ طويلاً من أجل تلك الليلة |
| Bu dosyayı kapamak için on senedir bekliyorum. Kurbanın kocasına karısını öldüreni bulacağıma söz vermiştim. | Open Subtitles | انتظرتُ 10 أعوام لإنهاء هذه القضيّة، وعدتُ زوج الضحيّة بأن أجد قاتل زوجته |
| Senden imza almak için sırada beklemiştim. | Open Subtitles | لقد انتظرتُ في الصف لتوقع... على الكتاب. |
| "Scarlet, hiçbir kadını seni beklediğim kadar beklememiştim. | Open Subtitles | أكثر مما انتظرتُ أية امرأة ها هنا جندي من الجنوب يحبك |