| Kendi araştırmanı durdurmanı bile sana söyleyemem, buna karşın bu yüzden buradasın. | Open Subtitles | استطيع ان اوقف ابحاثك هنا، بعد كل شئ لهذا السبب انت هنا |
| Sen buradasın ve göçmen bürosundan gelen bir sürü kağıdı attığımı hatırlıyor gibiyim. | Open Subtitles | انت هنا و أتذكر انني رميت بعضا من الرسائل الرسمية من ادارة الهجرة |
| Daha üç saattir buradasın ve birini de tuvalette geçirdin. | Open Subtitles | انت هنا منذ 3 ساعات و امضيت احدها في الحمام |
| Bu dünyadaki yerini bilmemek niye burada olduğunu bilmemek. | Open Subtitles | الا تعرف مكانك فى هذا العالم الا تعرف لماذا انت هنا |
| Dün gece döndükten sonra Sen burada uzun süre kaldın mı? | Open Subtitles | وهل بقيت انت هنا لفترة طويلة ؟ اعنى حتى عادت من سهرتها ليلة امس ؟ |
| - Moishe, burada mısın? Değil misin? - Haydi Sharon, gidelim. | Open Subtitles | موشو ، انت هنا ، لا هيا شارون لنذهب من هنا |
| Pekâlâ, dört saat erken geldin ve ders çalıştığımı biliyordun. | Open Subtitles | انت هنا مبكِّراً بـ4 ساعات و علمت أنني سأكون أدرس |
| - burdasın çünkü onlar sana muhafız diyorlar | Open Subtitles | سيد دانتيس , انت هنا لانهم قالوا انك كنت مع بونابرت, وانا سجنت لكونى |
| Ortadan kaybolmak isteyen sendin, o uçakta olmak isteyen sendin ama şimdi buradasın. | Open Subtitles | لقد سألتني بان ابعدك سألت أن توضعي في طائرة ومع هذا انت هنا |
| Yani sen ironik olarak buradasın, o ise hemen yanı başımızda oturduğu için. | Open Subtitles | أترى ، انت هنا ساخر ولكنه حقاً هنا ، لانه يعيش عند الركن |
| Bugün buradasın çünkü büyük bir hırsızlık, soygunculuk ve haneye tecavüz suçlarından yargılanıyorsun. | Open Subtitles | انت هنا اليوم لانك ارتكبت سرقة كبرى سطو واقتحام |
| Canım, işte buradasın, yine şapkanı takmamışsın. | Open Subtitles | عزيزي ها انت هنا ومن دون ان تعتمر قبعتك. |
| Belki de İngiliz generaller yüzünden buradasın. | Open Subtitles | او ربما انت هنا لمصلحة الجنرالات الانجليز |
| Sistem yüzünden buradasın. | Open Subtitles | ولكن هذا ليس سبب وجودك هنا ولكن هذا ليس سبب وجودك هنا انت هنا بسبب النظام |
| Zion yok edilmek üzere olduğu için buradasın. | Open Subtitles | انت هنا لان زايون على مشارف ان يتم تدميرها |
| Cehennem her lanet günde burada uyanıp neden burada olduğunu bilmemektir. | Open Subtitles | من الذي يستيقظ يوميا ولا يعرف حتى لماذا انت هنا |
| Neden burada olduğunu Biliyorum. Salak Dansımla Dalga Geçmek İçin buradasın. | Open Subtitles | اعرف لماذا انت هنا ، تريد ان تراني اهين نفسي برقصتي الغبية |
| Bana niye burada olduğunu niye bunun olduğunu söylermisin? | Open Subtitles | لما لا تخبرني لماذا انت هنا ولماذا يحدث ذلك |
| Sen burada şampanya şişeleri patlatırken yarın o kira parasının patlayacağından emin ol. | Open Subtitles | طالما انت هنا تفتح قزايز شامبانيا حاول تفتح يدّك على الأجار بكرة |
| Dünya Savaşı'ndan beri burada mısın? | Open Subtitles | انت هنا من الحرب العالمية الثانية ؟ |
| Pamela, geldin ha. Çok iyi. Gel şeref misafirimize merhaba de. | Open Subtitles | باميلا انت هنا , كم هو ظريف تعالى و قولى مرحبا لضيوف شرفنا |
| Ne yapıyoruz burda ? Nedir bu? Kendini ele vermek için mi burdasın? | Open Subtitles | ماذا نفعل هنا ، ما هذا هل انت هنا لتسلم نفسك |
| Ekselansları buradasınız çünkü bize bu ilahi törende yardım edeceksiniz. | Open Subtitles | صاحبة السمو هل انت هنا لمساعدتنا في هذا الحفل الالهي. |
| Komiser, bana niçin burada olduğunuzu söyler misiniz? | Open Subtitles | ايها الملازم,هل تسمح ان تخبرنى لماذا انت هنا ؟ |
| Evet, bildiğiniz gibi, buraya ajansın henüz tamamladığı bir reklamı izlemeye geldiniz. | Open Subtitles | اذا , كما تعرف, انت هنا لرؤية اعلان الشركة قامت بالإنتهاء منه |