"انفصال" - Translation from Arabic to Turkish

• ayrılık
• ayrılma
• ayrı
• ayrılmasına
• ayrılması
• ayrılmasından
• ayrılığı
• ayrılığın
• ayrılıktan
• ayrıIık
• boşanma
• ayrılmayı
• ayrıldılar
• ayrılığının
• ayrılıktı

Bana ayrılık intikamı için çok büyük bir büyü gibi geldi
إنها تبدو كتعويذة كبيرة جداً بالنسبة لإنتقام من انفصال سيء

Sizin gibi... ..tecrübeli iki ayrılık uzmanın burada olması harika.
مِن الرائع حقاً أن نحظى... بأخصائيتا انفصال بمثل خبرتيكما هنا.

Kötü bir ayrılık yaşıyor ve birkaç günlüğüne burada kalacak...
تمر بمرحلة انفصال سيئة لذا هي سوف تبقى هنا لعدة ايامـ

Ama böyle bir ayrılma olmadığı doğru değil mi çünkü kız arkadaşı yoktu.
ولكن أليس صحيحا ان هو لم يكن هنالك انفصال بسبب ان هو لم يكن هناك أي صديقة لم يكن لدي معرفه

Gördüğünüz bu ilk çalışmam tam 12 yıl ayrı kaldıktan sonra İran'a döndüğüm zamana ait.
أول واحدة تراها أمامك هو في الواقع عندما عدت إلى إيران أول مرة بعد انفصال دام لـ 12 سنة جيدة.

Din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasına ne oldu?
مهما يكن الذى حدث فى انفصال الكنيسه عن الدوله ؟

Bu kayıp herhangi bir şey olabilir. Aile üyesinin ölümü, eşinden ayrılık, sevdiği birinin taşınması.
هذه الخسارة قد تكون أي شيء، موت أحد الوالدين انفصال زواج، حبيبة رحلت عنه

Kötü bir ayrılık ya da sonlanan bir dostluk gibi?
مثل انفصال علاقة أو شجار أدى لإنهاء صداقة؟

Bir keresinde lisedeyken, çok yıkıcı bir ayrılık yaşayıp ortadan kaybolmuştu.
هل تعلم، هنالك تلك المرة في الثانوية لقد غابت بعد أن عانت من انفصال سيء

Hayır. Her çift bir kez ayrılık yaşar. İşte bu.
كل زوجين ممكن يحصل بينهم انفصال واحد فقط

bunun geçici bir ayrılık olduğunu sanıyordum, nasıl ayrıldığımızı görmek, mutlu olup olmadığımızı anlamak için sandım.
ظننت ان هذا انفصال تجريبي لنرى كيف نبلي و نحن منفصلان لنرى ان كنا سنصبح سعداء

Her ayrılık, ayrılanların arasında bir yarıştır.
ترين , كل انفصال هو سباق بين الشخصين اللذان انفصلا

- Will'ın ondan ayrılmasını ve ondan ayrılma sebeplerini anlatıyordu ve ondan ayrılmasına sebep olan kişi, sensin, değil mi?
نعم أعرف. لقد كانت تتكلم حول انفصال ويل عنها, وعن السبب وراء ذلك.

Plasenta dekolmanı yaşıyordun. Plasentanın rahimden ayrılma durumu.
عانيتِ من انفصال المشيمة الباكر، أي انفصال المشيمة عن الرحم.

Muayene ettim ve plasental ayrılma olduğunu anında fark ettim.
لقد أجريت اختباراً، وعرفت انفصال المشيمة فوراً.

Bir yıl ayrı kalmak bal gibi de ayrılıktır!
من الواضح أن كوننا بعدين عن بعض يعد انفصال

Karısı dördüncü oğullarını doğururken plasenta ayrılması oluştu ve kadın ile oğlu öldü.
زوجته كانت تلد ابنهم الرابع و كان هناك انفصال فى المشيمة و هى الطفل كلاهما توفيا

Kıtaların ayrılmasından önceki haliyle Dünya.
هذ هي الأرض، قبل انفصال القارات.

Bilirsin, kadavralarla dolu bir çukura balıklama dalmak berbat bir ayrılığı toparlamanın bir yolu değil.
تعلمين, حشر الرأس بين مجموعة من الجثث ليس بالطريقة المثلى للتعامل مع انفصال عاطفي

ayrılığın acısını en iyi çalışmak dindirir.
لا شيء يشفي من انفصال مؤلم، إلا القيام بعمل أصيل.

Ah,berbat bir ayrılıktan sonraki hoş olmayan eşyaların değişimi.
تبادلٌ بغيضٌ للممتلكات بعد انفصال ٍ مروع

Öyleyse ayrıIık öpücüğü.
هذه قبلة انفصال

Berbat bir boşanma olmayacak ama o... burada değil.
ليس هناك أي انفصال لكنها ليست هنا

Sadece ayrılmayı deniyoruz.
إننا نمر فقط بتجربة انفصال

Sonuç olarak, iki element yüzde yüz olarak ayrıldılar.
من الأساس ، العنصرين كان لديهما انفصال . %نظيف 100

Annie'nin Grodie j. McConaughey ile kaçınılmaz ayrılığının şerefine.
نخب انفصال آني المحتوم من الشهير ماكونهي

Hayatındaki en kötü ayrılıktı.
كان هذا أسوأ انفصال في التاريخ