| Green'in sol elinde üçüncü kemikte kırık olduğunu yazıyor. | Open Subtitles | انها تقول ماك لى جرين يعانى من شرخ من الدرجة الثالثة فى يده اليسرى |
| - Ne yazıyor? | Open Subtitles | انها تقول جرانت تايلور التأثير الذى صنعته فى مدرستنا |
| Burada, Seamus O'Flannery'nin karanlık büyülerle uğraştığı yazıyor. | Open Subtitles | انها تقول أن سيموس فلانير يمارس السحر الأسود |
| Tanrı'nın "biyonik" olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | انها تقول أن الله كالبشر قادر على الرؤية, |
| Onun geldiği yerde, komşuların birbirine göz kulak olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | انها تقول ان المكان التى اتت منه الناس يقومون بحماية جيرانهم |
| Doğal olarak avukatı diye düşündüm ama onun avukatlarla işi olmadığını söylediğini söylüyor. | Open Subtitles | و لكنه يقول انها تقول انها ليس لديها شئ مع المحامين |
| Burada, kadınların da erkekler kadar mastürbasyon yapması gerektiği yazıyor. | Open Subtitles | انها تقول يجب على المرأة نفض النقطة بقدر ما يفعل الرجال |
| Standart otel uyarısı. Sadece son 72 saat içinde bu odada birinin öldüğü yazıyor. | Open Subtitles | انها تقول فقط ان هنالك من مات في هذه الغرفة في ال72 ساعة الماضية |
| Olayı araştırması için kilisenin Psikopos yolladığını ama oraya varana kadar tüm cesetlerin yakıldığı ve intiharların durduğu yazıyor. | Open Subtitles | انها تقول ان الكنيسه ارسلت اسقفا ليقوم بالتحقيق ولكن قبل ان يصل الى هناك كانت كل الجثث قد حرقت وكل الانتحارات توقفت |
| Üzerinde hangi boy olduğu yazıyor. | Open Subtitles | انها تقول ... ماهى المقاسات الى حصلت عليها ؟ |
| "Yüzbaşı Steven Hiller... salaktır " yazıyor. | Open Subtitles | انها تقول كابتن ستيفن هيلر خاسر |
| Çocuklarımın kırma olduğunu yazıyor. | Open Subtitles | انها تقول أطفالي هي نصف السلاله |
| - Kanada . Şey yazıyor " Sevgili Kanada a...k..." | Open Subtitles | انها تقول , عزيزتي كندا تبا لك |
| Üstünde "Corey" yazıyor. Evet. Bana pahalıya mâl oldu. | Open Subtitles | انها تقول "Corey." إذا من هذه "ماري كريسماس" |
| Paketin üzerinde Mega Stuff yazıyor ama bunlar en iyi ihtimalle duble Stuff. | Open Subtitles | انها تقول "اشياء ضخمه" على العلبه ولكنها مزدوجه بافضل حاله |
| Orada olduğunu söylüyor, evde, sevgilisinin vurulduğu anda. | Open Subtitles | انها تقول انها كانت هناك, في البيت، في وقت إطلاق النار. |
| Kuzey denizini güvenle geçebileceğim 1 haftam olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | انها تقول امامي اسبوع لاارحل عبور آمن للساحل الشمالي |
| Annesinin babamızla ilişkisi olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | انها تقول أن أمها كانت على علاقة بأبينا |
| Onun aşırı korumacı olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | انها تقول انه خائف جداً من ذلك. |
| Bazen bu şeyleri beni yaralamak için söylediğini düşünüyorum. | Open Subtitles | بعض الاحيان اشعر انها تقول هذه الاشياء من اجل ايذائي |
| Ne söylediğini duydun kalacak bir yeri yokmuş. Bu bizim problemimiz değil. | Open Subtitles | انها تقول انه لا يوجد لديها مكان تذهب اليه - هذا ليس من شأننا - |