| benim istediğim gibi değil. Ben sarı ve beyaz olsun isterdim. | Open Subtitles | انها ليست كما احب أريدها باللونين الابيض و الاصفر |
| Seni temin ederim, düşündüğün gibi değil. Ne o zaman? | Open Subtitles | انا أؤكد لك انها ليست كما تعتقد اذاً ما هى ؟ |
| Lynard yapma, bildiğin gibi değil, o... | Open Subtitles | لا يا لينارد, انها ليست كما تظن , انها جرعتي الأخيره |
| O, Edward'ın anlattığı gibi değil. | Open Subtitles | انها ليست كما قال ادوارد فقط دعها وشأنها |
| Düşündüğü gibi değil. Çok zamanımız kalmadı. | Open Subtitles | اسمعي, زوجي وجد بعض الرسائل انها ليست كما يظنها |
| Aşık olmak rüya gibi, ve onu evlilikle yürütme gerçeği de, filmlerdeki gibi değil. | Open Subtitles | نحلم من الوقوع في الحب, ولكن من الصعب الجمع بين مع واقع الزواج. انها ليست كما نرى في الأفلام. |
| Northgate Gelişim. Pek de beklediğim gibi değil. | Open Subtitles | نورثجيت للتطوير انها ليست كما توقعت ؟ |
| Tahmin ettiğin gibi değil. Gerçekten çok havalıdır. | Open Subtitles | انها ليست كما تظن , انة ممتازة بحق |
| -Dupree, açıklamana gerek yok. -Durum göründüğü gibi değil. | Open Subtitles | دبري, لا حاجة للشرح انها ليست كما تشبه |
| Sizin düşündüğünüz gibi değil. | Open Subtitles | انها ليست كما تفكرين. |
| Tam olmasını istediğim gibi değil ama... Yani... | Open Subtitles | انها ليست كما تعتقد انا احب .... |
| Düşündüğün gibi değil. | Open Subtitles | انها ليست كما تظني |
| Göründüğü gibi değil! | Open Subtitles | انها ليست كما تبدو! |
| Göründüğü gibi değil! | Open Subtitles | انها ليست كما تبدو! |