| Sonra bir korsan gemisi almamın ve tayfa toplamamın zamanı geldi diye düşündüm. | Open Subtitles | وعندها اعتقدت انه حان وقت سفينتي و البدء بتجميع بعض الناكاما |
| Bazı şeylerin karşılığını ödeme zamanım geldi diye düşünüyorum. | Open Subtitles | حسنا , اشعر فقط انه حان الوقت لأعطي بالمقابل , كما تعلم |
| Artık eve gitme vakti geldi diye düşündük. | Open Subtitles | نعتقد انه حان الوقت لنعود الى الديار |
| Ringlere dönmenin vakti geldi diye düşündüm. | Open Subtitles | اعتقد انه حان الوقت لنعود في الحلبة |
| Henry, bir cerrahla konuşmanın vakti geldi diye düşünüyorum. | Open Subtitles | "هنري" اعتقد انه حان الوقت للحديث مع اخصائي الجراحه |
| Bir değişikliğin zamanı geldi diye düşündüm. | Open Subtitles | اظن انه حان الوقت لتغييرٍ |