| Dün seni misafir odasında bulduğumda: "O yaşıyor" dedin. | Open Subtitles | امس عندما وجدتك في غرفة الغيار انت قلتي انه حي |
| Yok bebe. Bu sefer olmadı, güzelim. O yaşıyor, Hemşire! | Open Subtitles | لا طفل.ليس هذه المره جميلتي انه حي ممرضه |
| - O yaşıyor. | Open Subtitles | هاري انه حي ماذا؟ |
| O canlı! | Open Subtitles | انه حي! |
| O canlı! | Open Subtitles | انه حي! |
| Orası sorunlu bir mahalle, bunu anlıyorum ama bu vahim bir tesadüf, değil mi? | Open Subtitles | لقد علمت انه حي قاس وهائج ولكن هذه مصادفة جدية. اليس كذلك؟ |
| O Çocuk senin yeteneklerin yüzünden ölebilirdi ve hayatta olmasının tek nedeni senin şefkatin ki bu seni korkutuyor. | Open Subtitles | هذا الفتى كان يمكن أن يموت بسبب قدرتك و السبب الوحيد انه حي هو بسبب طيبتك و هذا يخيفك |
| O yaşıyor! O yaşıyor! O yaşıyor! | Open Subtitles | [فرانكشتاين] انه حي انه حي حي حي |
| Nabzı öyle demiyor. O yaşıyor. | Open Subtitles | نبضه لا يوافقك, انه حي |
| - Tanrım, yaşıyor! - O yaşıyor! | Open Subtitles | انه حي انه حي |
| O yaşıyor. | Open Subtitles | انه حي |
| O yaşıyor! | Open Subtitles | انه حي |
| O yaşıyor. | Open Subtitles | انه حي. |
| - Güzel bir mahalle olmalı. | Open Subtitles | نعم انه حي لطيف نعم انه كذلك, احبه |
| - Ve kapılar kilitlenmemiş. - Evet. Burası güvenli bir mahalle. | Open Subtitles | ــ والأبواب غير مغلقة ــ نعم انه حي آمن |
| Bugün hayatta olmasının tanrının bir lütfu olduğunu düşünürüm. | Open Subtitles | اتعرف, اظن ان ذلك بسبب نعمة الله انه حي اليوم |