| Ne kadar yakışıklı bir genç olduğunu biliyor ve asla bu kadar ucuza evlenmez. | Open Subtitles | انه يعلم انه شاب وسيم جدا ولن يتزوج بخسارة |
| Çok yakışıklı bir genç olduğunu biliyor ve asla ucuza evlenmeyecektir. | Open Subtitles | هو يعلم انه شاب وسيم لن يتزوج برخص |
| O genç, ama SHIELD deki en yetenekli bilim adamıdır. | Open Subtitles | انه شاب لكنه الافضل في عالم شيلد |
| bir çocuk erkekliğe adım atıyor. Bu iş bitene kadar saklanmalıyız. | Open Subtitles | انه شاب يتلقى مبادىء دينية لكننا يجب ان نختبأ حتى ينتهوا |
| Hoş bir delikanlıya benziyor. | Open Subtitles | يبدو انه شاب رائع |
| O bir yeni yetme ve can sıkıcı demek istedim. | Open Subtitles | انه شاب وممل |
| Harika bir gençtir. Bize çok uzaklardan geldi. | Open Subtitles | انه شاب رائع , جاء من مكان بعيد. |
| Pamir'in birkaç arkadaşı, onun sessiz, iyi huylu bir genç olduğunu söylemek için ortaya çıktı. | Open Subtitles | العديد من زملاء (أمير) في العمل أقدموا على قول انه شاب طبيعي جداً تماماً |
| O genç ve tecrübesiz. | Open Subtitles | انه شاب ولديه الخبرة |
| Kendini harcıyordu. Halbuki çok yakışlı bir çocuk. | Open Subtitles | أعنى أن هذه خسارة كبيرة انه شاب حسن المظهر |
| Aslında hiç iyi bir çocuk değil Marnie. İyi biri gibi gözüküyor. | Open Subtitles | هو في الحقيقة ليس شاب صالح مارني هو فقط يبدو انه شاب صالح |
| O hasta bir çocuk. Kumar bağımlısı... | Open Subtitles | انه شاب مريض انه مدمن على القمار |
| - Del-Or çok iyi bir delikanlıya benziyor. | Open Subtitles | ديل - يبدو انه شاب لطيف للغاية |
| O bir yeni yetme ve can sıkıcı demek istedim. | Open Subtitles | انه شاب وممل |
| Kendisi olağanüstü bir gençtir. | Open Subtitles | انه شاب رائع جداً |