| Çünkü burada hiç Bir şey yok. Aslında özellikle hiç Bir şey yok. | TED | لأنه لايوجد شيء هنا، حسنا يزعم انه لا شيء هنا. |
| Bir şey yok. Bazı hayvanlar onları korkutur. | Open Subtitles | انه لا شيء لابد بعض الحيوانات قد اخافتهم |
| Görünüşe bakılırsa bu senin pek alakan olan bir şey değil! Bütün günü yedin Coop! | Open Subtitles | من الواضح انه لا شيء يمكنك التعلق به تباً للأيام |
| Neosporin bu, bir şey değil. Kesikler ve genital yaralar için kullanılır. | Open Subtitles | انه ( نيوسورن), انه لا شيء انا استخدمه للجروح و الاستخدام التناسلى |
| Yok bir şey, hadi. | Open Subtitles | انه لا شيء ، هيا بنا |
| Önemli değil peder Tanrı bana çok verdi. | Open Subtitles | انه لا شيء يذكر الله اعطاني الكثير |
| - Sana dert olmayacak. O hiçbir şey. | Open Subtitles | لا يقلقنك الامر، انه لا شيء |
| Sadece korkacak bir şey olmadığını biliyorlar. | Open Subtitles | يَعْرفونَ انه لا شيء هناك لِكي يخافون منه |
| - Konuş benimle. - Bir şey yok dedim ya! | Open Subtitles | لذلك ، تحدث معي لقد قلت ، انه لا شيء |
| Önemli Bir şey yok. Görevli bana bu şeyi giydirdi. | Open Subtitles | انه لا شيء والمسعفون جعلوني ارتدي هذا الشيء |
| Bir şey yok. Gelirken düştüm de. | Open Subtitles | انه لا شيء لقد تعثرت فى طريقى الى هنا |
| Önemli Bir şey yok, gerçekten, hiçbir şey. | Open Subtitles | لا شيء مهم، حقاً انه لا شيء |
| Neosporin bu, bir şey değil. Kesikler ve genital yaralar için kullanılır. | Open Subtitles | انه ( نيوسورن), انه لا شيء انا استخدمه للجروح و الاستخدام التناسلى |
| Haddini bilmeyen bir kuklacıdan başka bir şey değil. | Open Subtitles | انه لا شيء سوي مهرج عادي لا يعرف مقامه. |
| Buralarda pek görmeyi kabul edebileceğimiz bir şey değil. | Open Subtitles | انه لا شيء جِئنا لننتظر هنا |
| Evet,Yok bir şey. | Open Subtitles | نعم. انه لا شيء |
| - Yok bir şey. | Open Subtitles | انه لا شيء |
| - Önemli değil. Merak etme. - Hayır gerçekten. | Open Subtitles | انه لا شيء لا تقلقين لا لا حقاً |
| Önemli değil, efendim. | Open Subtitles | انه لا شيء ، سيدي. |
| O hiçbir şey, sıradan bir iş arkadaşı. | Open Subtitles | انه لا شيء ، مجرد زميل |
| O hiçbir şey. Yani benden daha hiç. | Open Subtitles | انه لا شيء انه مثل أقل مني |
| Pekala,"hamam-fare" diye bir şey olmadığını biliyoruz. | Open Subtitles | حسناً نحن نعرف انه لا شيء هناك كالصرفأر |