| Babam ayrıca bu ülkede siyah bir başkan olmayacağını söylüyor, asla. | Open Subtitles | ابى يقول ايضاً انه لن يكون هناك رئيس اسود للبلاد ابداً |
| Sana olsa, güzel olmayacağını diyerek yalan söylemeyeceğim. | Open Subtitles | انا لن اكذب عليك واقول انه لن يكون جميلاً |
| Senden bunu yapmanı istemekten nefret ediyorum ama acaba herkesi arayıp yarın düğün olmayacağını söyleyebilir misin? | Open Subtitles | , أكره أن أطلب منكِ فعل هذا لكن هل يمكنكِ الاتصال بالجميع و اخبارهم انه لن يكون هناك زفاف غداً؟ |
| Eğer orda kölelik olmayacağına söz verirsem - ki bunun bittiğine saygılıyım - bu tutumum hükümetini ikna edecek mi? | Open Subtitles | اذا أعطيتك كلمتى انه لن يكون هناك عبودية اننى أرى ان هذه المؤسسة قد انتهت هل موقفى يؤثر على حكومتك ؟ |
| Artık aramızda daha fazla yalan olmayacağına karar verdik! | Open Subtitles | لقد اتفقنا انه لن يكون هناك اي كذب بيننا |
| Bir çöp kovasında bile olsa, ki olmayacağını biliyorum, olsa bile, sadece isa ile birlikte olmam yeterli. | Open Subtitles | حتى لو كان فى صندوق قمامة أعلم انه لن يكون كذلك, ولكن حتى لو كان مجرّد فكرة وجودى مع المسيح تطيب لى |
| Şu an için nefret ediyor olabilirsin gerçi ama, hep böyle olmayacağını biliyorum. | Open Subtitles | وحتى ولو كان الان اعرف انه لن يكون ذلك في نهاية المطاف |
| Gelecek sefer bunun önemi olmayacağını size garanti ederim. | Open Subtitles | اؤكد لكم انه لن يكون هذه الحالة فى المرحلة التالية |
| Bugün orada kimsenin olmayacağını biliyordum. | Open Subtitles | كنت أعرف انه لن يكون اي احد في جنازته اليوم |
| Kaldıramayacağım bir şey olmayacağını nasıl bileceğim? | Open Subtitles | كيف ان اعرف انه لن يكون شيئا لا استطيع احتماله؟ |
| Başka bir tanesinin olmayacağını hissediyorum. | Open Subtitles | -أتمنى ذلك ولكن يتملكني إحساس انه لن يكون هناك يوم آخر |
| - İyi bir köle olmayacağını nereden bilebilirsin ki? | Open Subtitles | -حسنٌ، كيف تعلم انه لن يكون عبداً جيداً؟ |
| İlk adreste olmayacağını biliyordunuz. | Open Subtitles | لقد علمتم انه لن يكون في العنوان الاول |
| olmayacağını biliyorum. | Open Subtitles | اننى اعرف انه لن يكون |
| Kolay olmayacağını biliyorduk. | Open Subtitles | و علمنا انه لن يكون سهلا |
| - Bir daha olmayacağını umalım. | Open Subtitles | -على أمل انه لن يكون هناك مرة أخرى |
| Bize Kepçe Projesi ile ilgili bir problem olmayacağına söz vermiştin. | Open Subtitles | وعدتنا انه لن يكون هناك "مشاكل بمشروع "سكوب |
| -Tuhaf olmayacağına emin misin? | Open Subtitles | - هل انت واثق انه لن يكون غريباً |