| Tabi, Bu farklı. Ama bu da aynı şekilde kontrol etmek değil mi? | TED | انه مختلف. لكن أليس يقوم بالتحكم بشكل مختلف؟ |
| Numara yapmayacağım ama bence Bu farklı bir şey. | Open Subtitles | انا لن ادعي ذلك، لكننى اقول انه مختلف |
| - Daha yeni oradan geldim. - Bu farklı. | Open Subtitles | انه مختلف لقد كنت هناك فى الخارج |
| İnsanın bunu meslek olarak seçmesi farklı bir şey galiba. | Open Subtitles | افترض انه مختلف عندما يتخذ منه الرجل مهنة |
| - Çok farklı bir şey. - Ceza indirimi olanağınız var. | Open Subtitles | انه مختلف تماما - اننا نقدم لك فرصة لتخفيف حكمك - |
| Düşündüğümden daha farklı biri. | Open Subtitles | أجل,انه مختلف عما تصورت أن يكونه |
| Adam mafya. Çekici, farklı biri. | Open Subtitles | انه رجل عصابة انه مبهر,انه مختلف |
| - Ben de aynen senin gibi oradaydım. Ölen adamlar gördüm. - Bu farklı! | Open Subtitles | مثلك وشاهدت رجال يموتون انه مختلف |
| Kesinlikle, Bu farklı. | Open Subtitles | بالضبط, انه مختلف |
| Bu farklı bir şey. Heyecan gibi bir şey. | Open Subtitles | انه مختلف, اغرب انه مثل... |
| Bu farklı. | Open Subtitles | انه مختلف |
| - Bu farklı. | Open Subtitles | انه مختلف |
| O farklı bir diğer tüm erkekler. | Open Subtitles | انه مختلف عن كل الرجال الاخرين ربما انتى ولدتى للزواج |
| Diğerlerinden daha farklı biri. | Open Subtitles | انه مختلف عن الآخرين |
| farklı biri. | Open Subtitles | انه مختلف |